savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2020
EURO
35,0069
ALTIN
2.504,53
BIST
10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
24°C
Ankara
24°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
28°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C

Seçmenlerin Seçimler Hakkında Düşünceleri

Seçmenlerin Seçimler Hakkında Düşünceleri

Seçmenlerin Seçimler Hakkında Düşünceleri

Birçok seçmen oy vermeyi, kolektif bir eylemden ziyade, kendisini ifade etme ya da bir vatandaşlık görevi olarak görmektedir.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 25 Nisan 2024

İnsanlar sadece adayların güçlü yönleri veya onların tercih ettikleri politikalarına oy vermemektedir. Oy verme, hem bireysel hem de kolektif bir eylem olarak, bir hakkın kullanılması ve siyasi gücün yönlendirilmesi gibi oldukça karmaşık bir değerlendirmeler dizisidir.

Bireyler oy verirken; (1) aday ve/veya partinin; ekonomi, enflasyonla mücadele, yolsuzluk ve rüşvet karşısındaki tutumları, uyuşturucuyla mücadele, mülteciler, özelleştirmeler, dış siyaset gibi belirli alanlardaki politikalarını benimseyip benimsememe eğilimleri, (2) aday/hükümetin performansına yönelik değerlendirmeleri ve (3) adayların kişisel özellikleri gibi değerlendirme ve düşüncelerini esas alırlar. Seçmenlere belirli bir aday ve/veya partiyi neden beğendikleri veya beğenmedikleri sorulduğunda alınacak yanıtların çoğu genellikle bu üç kategoriden bir tanesi kapsamına girmektedir.

Seçimler bireysel tutumlar ile  ilgilidir, ancak aynı zamanda; sosyal kimliği yansıtan bir grup etkinliğidir ve ulusal ruh halinin anlaşılması için kullanılır. Ve nihayetinde bu motivasyonlar bir araya geldiğinde, olağanüstü durumlarda dahi insanların oy verme paternleri değişmez olabilir.

İnsanları oy vermeye teşvik etmek maksadıyla kullanılan ‘‘oy verin’’, ‘‘oyunuz sesinizdir’’ ve ‘‘senin oyun, senin seçimin’’ gibi bütün sloganların hedefi, aslında oy vermenin bireysel bir hak olduğunu ve kendini ifade etme biçimi olduğunu seçmenlere benimsetmektir.

Gizli oy verme, oy verme kabininin içinde dış dünyadan soyutlanmış, bir perdeyle gizlenmiş olarak; arkadaşlar, aile veya toplum tarafından etkilenmeden tek başına karar verilen bir kendini ifade etme şeklidir.

Oy kullananlar hiçbir şeye karar vermezler. Her şeye karar verenler oyları sayanlardır. Josef Stalin.

Oy vermeyi sadece bir vatandaşlık görevine indirgemek, bir nevi  bireyin verdiği oyun tam olarak önemli olmadığının kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Oysa oy vermek bir zorunluluk ve daha büyük bir şeyin parçası olma güdüsüyle yapılmalıdır.

Sonuç olarak, seçmenlerin aday seçiminde başlıca rol oynayan bireysel oy verme davranışıyla ilgili tutumsal faktörler aşağıda sıralanmıştır:

  • Adayların kişisel özelliklerinin değerlendirmesi,
  • Belirli politika konularına yönelik eğilimler,
  • Parti kimliği ve ideoloji.

İnsanların oy verme davranışlarını belirleyen sosyal faktörler ise ırk, din, bölge ve sosyal sınıflarıdır. Bütün bu faktörlerin incelenmesi seçim sonuçlarının anlaşılmasının yanı sıra seçim dinamiklerinin de anlaşılmasını sağlar.

Seçmen davranış ve tercihleri incelenirken; bir de, etkisi ilk olarak 1940’lı yıllarda dillendirilmeye başlanan, seçmenlerin yönlendirilmesinde etkin ve bazen acımasız bir şekilde kullanılan medya etkisinin de kesinlikle göz ardı edilmemesi gerekmektedir. 1940’lu yıllardaki teknolojik imkânlar günümüzdekiler ile karşılaştırıldığında, medyanın seçmen tercihlerinin belirlenmesindeki rolü giderek artmış ve hatta seçimlerde belirleyici faktör haline gelmiştir.

Türkiye açısından bakıldığında ise, Prof.  Dr. Kemal Görmez’in de altını çizdiği gibi seçmen davranışları kimlik ve hizmet siyasetinden etkilenmekte ve Türkiye’de  ‘‘din, devlet ve millet algısı’’ olarak üçe ayrılan kimlik siyaseti seçmen davranışları üzerinde hizmet siyasetinden daha büyük rol oynamaktadır.

Seçim hilelerinin en başında gelen mükerrer oy kullanmanın önüne geçilmesi için, oylarını kullanmalarının ardından parmaklarına çıkmaz mürekkep sürülen Faslı seçmenler, 2021 yılı genel seçimlerinde tercihlerini ılımlı partilerden yana kullanmıştır.

Son olarak; seçim hilelerinin ve seçmen ve seçilenler arasında ekonomik bir değiş-tokuş aracı olarak görülen, ancak yasalara göre suç olan oy satın alma ve satmanın önlenmesi seçmen iradesinin sandığa doğru olarak yansıması açısından son derece önemlidir.

Türkiye’de seçimlerin;  ‘‘adaylardan bir tanesinin söylediği gibi’’ sandık kurulundaki hâkimiyet ile sandıkta kazanılması kesinlikle engellenmelidir. Sandık kurulu üyelerinin; ‘‘Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirmesi için, görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma, namusum, vicdanım ve bütün mukaddesatım üzerine and içerim’’ ifadelerini içeren sandık kurulu yeminine bağlı kalmaları mutlaka sağlanmalıdır.

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.