İşgal Altında Olmayan Ayasofya Kurtarıldı… İşgal Altındaki Adalarımızı Kim Kurtaracak?
Müyesser Yıldız, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, G4 Blok
Haziran başında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini savaş sebebi sayacaklarını açıklayan Yunanistan Savunma Bakanı Panagiotopoulos, “Her türlü senaryoya hazırlanıyoruz. Elbette bu olasılıklar arasında askeri müdahale de var. Bunu yapmak istemiyoruz, ancak egemenlik haklarımızı azami derecede korumak için mümkün olan her şeyi yapacağımızın anlaşılmasını sağlamak istiyoruz” dedi.
Erdoğan ona şu karşılığı verdi:
“Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Haddini bil! Bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir.”
Gerilimin yükseldiği bugünlerde iktidar yazarlarından birisi, Türkiye’yi çevreleme planının Irak, Suriye, Libya ve Akdeniz’de nasıl püskürtüldüğünü anlatırken, Yunanistan’a da şu uyarılarda bulundu:
“Eğer Yunanistan İsrail’in, AB’nin, Mısır’ın gazına gelip Türkiye ile boy ölçüşmeye kalkışırsa, bu ülkelerin kendisini bir terör örgütüne, bir araca, bir malzemeye dönüştürdüklerini görecektir. Eğer Atina, bu ülkelerin gazına gelip adalar üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya kalkışırsa çok geçmeden On İki Ada meselesi Atina’nın aleyhine şekilde masaya sürülecektir. İşte o zaman bu ülkelerin verdikleri ‘gaz’ kadar Atina için yapacakları çok şeyleri olmayacağı görülecektir. [Türkiye’nin] Ege’de attığı adımlar çok ciddi jeopolitik akıl içeriyor. Atacağı adımlar da öyle olacaktır.”
O bunları yaparken Ankara’nın yeniden peşinden koşmaya başladığı Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Joseph Borell, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’la Türkiye-Yunanistan sınırındaki Kestanelik Geçiş Noktası’na gelip Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizle ilgili, “Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını korumakta kararlı olduğumuz çok nettir. Yunanistan’ın egemenliğini güçlü bir şekilde destekliyoruz.” diye meydan okuyordu.
Ankara’nın “Uzlaşmacı” Tavrı
Sonra ne oldu?
İçeride eski Başbakan Çipras, dışarıda Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Erdoğan’la görüş” tavsiyesi üzerine, Yunanistan Başbakanı Miçotakis 26 Haziran’da Erdoğan’ı telefonla aradı. İki taraftan da, “iki liderin, iletişim kanallarının açık tutulması hususunda mutabık kaldığı” açıklaması yapıldı. Ayrıca koronavirüsle mücadele, sınırların açılması ve turizm konularını da ele aldıkları bildirildi.
Daha sonraki günlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Türk-Yunan askeri heyetinin 4. toplantısının Ankara’da yapılmasını beklediklerini duyurdu.
Yunanistan ne yaparsa yapsın, hangi tehdidi savurursa savunsun Ankara’nın böylesine “uzlaşmacı” bir tavır sergilemesine hayranım!.. Keşke şu anlayış ve sabrın %1’ini avukatlar başta olmak üzere AKP’li olmayanlara da gösterebilseler!..
Erdoğan – Miçotakis görüşmesinin ardından iktidar yazarlarından bir diğeri de, “Atina Türkiye’ye karşı yelkenleri indiriyor mu? Tehdit dilinin yerini müzakere dili almaya başladı denebilir mi? Son günlerde yapılan açıklamalara ve bir takım gelişmelere bakılacak olursa evet öyle görünüyor…. Bir görüşme ne sağlayabilir diye ayrıca üzerinden düşünmek gerekir tabi ama en azından böyle bir temas, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz nedeniyle Türkiye’ye karşı aldığı sert tutumunu (taktik icabı bile olsa) değiştirmek zorunda kaldığını göstermesi bakımından önem taşıyor… Bakalım bu işlerin arkası nasıl gelecek?” ifadelerini kullandı.
Eşek Adası’nın Sahibi Belli
Bu işlerin arkası şöyle geldi:
29 Haziran’da Yunanistan’ın çiçeği burnunda cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu, adeta meydan okurcasına, Aydın ilimize bağlı Eşek Adası’na çıkarma yapıp “Helenizm” nutukları attı. Yunanistan bu adamızda açtığı okulu, hapishaneyi, sözde belediye başkanlığını ziyaret etti. Yine adada konuşlandırılmış Yunan askerlerini, “Türk kıyılarından gelen zulmü kuşattıkları” için kutladı.
Bazı muhalif gazeteler ve yazarlar ile Milli Savunma Bakanlığı’nın eski Genel Sekreteri Ümit Yalın ve CHP’li Onur Öymen dışında bu rezaletle ilgileneni görmedim. Sadece Yunanistan Cumhurbaşkanı orada iken 2 Türk jetinin 24 bin feet yükseklikte üçüş yaptığı duyuruldu. Bunu duyuran da Yunanistan Genelkurmayı oldu.
Hakkını yemeyelim, iktidarın gazetesi Yeni Şafak da “Yunan tahriki” başlığıyla bu ziyareti aktardı. Haberde “Eşek Adası’nın 16 yıldır Yunanistan işgali altında olduğu” vurgulandı.
Yetkililerimizden bir ses çıktı mı?
Sadece Milli Savunma Bakanı Akar, Libya ziyaretinde, “Yunanistan’ın uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 23 adadan 16’sını silahlandırmasının ve askeri statü kazandırmasının Lozan’ın ihlali” olduğunu belirtip şunları söyledi:
“Dünyanın hiçbir yerinde karasuları 6 mil hava sahası 10 mil olan bir ada yoktur. EGEAYDAK’ta [egemenliği anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar] hiçbir şekilde mutabakat sağlanmamışken ‘Hepsi benim’ diyorsunuz. Bazı Yunan akademisyenler, siyasiler, emekli askerler de bizim dediğimiz yönde yorumlar yapmaya başladı. Yunanlı dostlarımızdan aklıselimle yapılan bu değerlendirmeleri dikkate almalarını bekliyoruz.”
Eşek Adası’nın sahibi belli: Türkiye. NOKTA!..
Akar, işte bu sözlerinin hemen ardından da Türk-Yunan askeri heyetinin toplantısının Ankara’da yapılmasını beklediklerini kaydetti.
Ankara’da sadece bu kadarcık ses çıktığı sırada Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye’yi “uluslararası hukuka uymamak ve tüm bölgeye istikrarsızlık yaymak” ile suçlayıp, “Türkiye, Yunanistan’ı Türk gölünde veya denizindeki bir adaya dönüştürmek istiyorsa bunu unutsun.” diyordu.
Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floras ise Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin bu bölgede “herhangi bir kaza yaşanma riskini yükselttiği, Türkiye ile askeri açıdan bir kaza yaşama riskinin oldukça ciddi sonuçları olabileceği” tehdidini savuruyordu.
Şuraya geleceğim; Erdoğan Ayasofya’nın ibadete açılması kararı öncesinde ve sonrasında, ısrarla ve haklı olarak bunun ülkemizin egemenlik hakları ile ilgili olduğunu vurgulayıp, “bu konuda her türlü tavrın ve ifadenin, bağımsızlığımızın ihlali kabul edileceğini” açıkladı.
Şu Olayları Hatırlıyorsunuz, Değil Mi?
Birkaç gün önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da ziyaret ettiği Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sonuna kadar destekleyeceklerini vurgulayıp, “Türkiye olarak Kırım’ın ilhakını tanımadık, tanımayacağız.” dedi.
Şimdi soruyorum; Eşek Adası başta olmak üzere, Yunanistan’ın 16 adamızı işgal etmesi egemenlik haklarımızın ve bağımsızlığımızın ihlali değil midir?
Yunanistan’ın kılını bile kıpırdatmayan kuru, genel geçer, beylik sözler dışında yapılacak bir şey yok mudur?
Şu olayları hatırlıyorsunuz, değil mi?
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Suriye sınırına gidip uyarıda bulunmuş ve Suriye, teröristbaşı Öcalan’ı göndermek zorunda kalmıştı.
İktidar Suriye sınırındaki mayınları temizleme işini İsrail’e vermeye niyetlendiğinde de önce BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve sonra dönemin CHP lideri Deniz Baykal, yine sınıra gidip bu projeye karşı çıkarak kamuoyunu alarma geçirmişti.
İşe bu örneklerden hareketle; en önce Milli Savunma Bakanı Akar ve komutanların, olmadı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, yanlarına Aydın Belediye Başkanı’nı da alıp bizim olan Eşek Adası’na giderek, “Bu işgali tanımadık, tanımayacağız.” demeleri gerekmiyor mu?
Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…
RAND Raporu-2008 Siyasal İslam’ın Yükselişi Yazarlar: Angel Rabasa, F. Stephen Larrabee, RAND Corporation, 2008 Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 19 Ağustos 2020 ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND tarafından kaleme alınan bu rapor; Türkiye’deki siyasi-dini manzarayı ve devlet ile din arasındaki ilişkiyi tanımlamakta, laik ve...
RAND Raporu-2018 Uygulanabilir Bir Anlaşma mı Yoksa Boş Bir Hayal mi? Doğu Akdeniz ve Türkiye-İsrail İlişkileri 2017 yılının Aralık ayı başlarında İsrail; Leviathan dâhil, doğal gazı Doğu Akdeniz’deki rezerv sahalarından Avrupa’ya taşıyan potansiyel bir boru hattını kapsayan EastMed Boru Hattı Projesi anlaşmasını Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya ile imzalamıştır....
Aydınlık mı Karanlık mı? – 4 ŞAK ŞAK ŞAK Yaşasın Esad Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 27 Ocak 2023 Tekrar hatırlatacak olursak, bu yazı dizisinde, Aydınlıkçıların geçmişten günümüze izledikleri politikaları inceleyerek kime hizmet ettiklerini tespit etmeye çalışıyorduk. İddiamız, Aydınlıkçıların Vatansız Para (Küresel Sermaye)’nın hizmetkârı oldukları yönündeydi. Siyasi parti olmaktan...
Şu Meşhur 28 Şubat MGK Kararları Alican TÜRK, Sun Savunma Net, 09 Mart 2019 Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Şubat duruşmaları sürerken, 19 Nisan 2016 tarihli 82’nci celsede “tanık” olarak dinlenen Tansu Çiller’in danışmanlarından 26. Dönem AKP Milletvekili Hüseyin KOCABIYIK konuşmasını bitirdiğinde Çetin Doğan Paşa söz isteyip...
Karmaşık Trump Stratejisi Erdoğan’a Yeniden U – Dönüşü Yaptırdı Moon of Alabama, Global Research, 24 Şubat, 2017, Moon of Alabama 23 Şubat 2017 Çeviren: Ercan Caner, Ankara -Türkiye, 2 Mart 2017 Suriye cephesinde iki yeni gelişme var. İslami Devlet aniden taktik değiştirirken Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da yeniden bir U-Dönüşü yaparak...
Çoklu Vatandaşlar İşbaşında Erdoğan Ekonomisini Kim Yönetiyor? Çoklu vatandaşlık, kişinin aynı anda birden fazla devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olması demektir. Mevzuatımıza göre vatandaşlık, hiçbir din, ırk, cinsiyet ve benzeri ayrım yapmaksızın devlet ile insan arasında kurulan hukuki bir bağ olarak nitelendirilmektedir. Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Temmuz 2023 ...