savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3467
EURO
36,7176
ALTIN
2.946,90
BIST
9.273,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
16°C
Ankara
16°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
14°C
Cuma Yağmurlu
9°C

Erdoğan Ekonomisini Kim Yönetiyor?

Erdoğan Ekonomisini Kim Yönetiyor?
A+
A-

Çoklu Vatandaşlar İşbaşında

Erdoğan Ekonomisini Kim Yönetiyor?

Çoklu vatandaşlık[i], kişinin aynı anda birden fazla devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olması demektir. Mevzuatımıza göre vatandaşlık, hiçbir din, ırk, cinsiyet ve benzeri ayrım yapmaksızın devlet ile insan arasında kurulan hukuki bir bağ olarak nitelendirilmektedir.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 05 Temmuz 2023

 

Sri Lanka Guardian haber sitesinde F. William Engdahl tarafından kaleme alınan ve 02 Temmuz 2023 tarihinde paylaşılan ‘‘Has Erdoğan Fallen into a Deadly Trap? – Erdoğan Ölümcül Bir Tuzağa mı Düştü?’’ başlıklı makalenin çevirisi aşağıdadır.

Recep Tayyip Erdoğan’a Türkiye Cumhurbaşkanı olarak beş yıl daha görev yapma şansı veren son seçim zaferi, süratle Türkiye gibi bir eksen ülkenin, başta Washington ve Londra Şehri olmak üzere, sözde NATO (North Atlantic Treaty Organisation –  Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) müttefikleri tarafından resmen yok edileceği bir Pirus zaferi[ii] olacak gibi görünmektedir.

Türkiye ekonomisine yönelik yıkım planının ana hatları şimdiden ortaya çıkmaya başlamıştır. Erdoğan, Biden Yönetimi tarafından gizlice desteklenen altı partiden[iii] oluşan bir muhalefete karşı şiddetli bir kampanya yürüttüğü seçim zaferinin ardından, Türkiye’yi yükselen enflasyondan kurtarmayı bir kenara bırakan ve ülke ekonomisinin kısa vadede çöküşü ile şahsının küresel jeopolitik bir rol oynama gücünü sağlayacak bir kabine oluşturmuştur.

Erdoğan BRICS (Brazil, Russia, India, China, South Africa – Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkelerine katılmaya çalışırken ve Ukrayna’nın işgale karşı sürdürdüğü savaşta Rusya’ya açıkça karşı çıkmayı reddederken, Anglo-Amerikan aktörlerin neden sonunda kurnaz cumhurbaşkanını etkisiz hale getirmeye çalıştığı bariz bir şekilde ortadadır. Erdoğan, NATO güvertesinde boy gösteren bir deli fişekten başka bir şey değildir.

Erdoğan Ekonomisini Kim Yönetiyor?

Erdoğan’ın yeni hükümetine atadığı en önemli iki isim, Hazine ve Maliye Bakanı ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) başkanıdır. İşte tuzak tam da buradadır. Birkaç yıldır Wall Street ve Londra Bankerleri (tefecileri), Türk Lirası’na yönelik ağır spekülatif saldırılara liderlik etmektedir.

29 Mayıs 2023 günü, Ankara’da taraftarlarına el sallarken görülen Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan. Fotoğraf: Mustafa Kaya/Handout via Xinhua

Bu merkezler, Erdoğan’ın alışılmışın dışında düşük faiz politikasını benimseyen, onun tarafından özel olarak seçilen maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarını hedef almışlardır (ÇN: Ayrıntıları ‘‘Erdoğan’ın Merkez Bankası’’ başlıklı yazıda okuyabilirsiniz https://www.sunsavunma.net/erdoganin-merkez-bankasi/ ).

Bu saldırıların sonuçlarından bir tanesi, 2022 yılı sonlarında %80’in üzerine çıkan enflasyon oranı olmuştur. Erdoğan, ancak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya ve Çin’den gelen olağanüstü kısa vadeli krediler sayesinde durumu biraz olsun kurtarabilmiştir.

Recep Tayyip Erdoğan taraftarları İstanbul’da bir miting esnasında görülürken, Fotoğraf: Jeff J. Mitchell/Getty Images

Erdoğan, Mayıs 2023 ayı sonundaki ikinci tur seçim zaferinin ardından Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek’i atadığını açıklamıştır. Erdoğan AKP’sinin üyelerinden Şimşek, geçmişte 2009-2015 yılları arasında maliye bakanlığı görevini yürütmüştür. Ardından, söylenenlere göre Şimşek’in ısrarı üzerine Erdoğan, merkez bankası başkanlığı görevine de 41 yaşındaki Türk-Amerikan bankacı ve eski Wall Street Goldman Sachs yöneticisi Hafize Gaye Erkan’ı getirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek

Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı web sitesinde paylaşılan yeni bakanın resmî özgeçmişi aşağıdadır (https://www.hmb.gov.tr/bakan):

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 1967 yılında Batman ili Gercüş ilçesinin Arıca (Kefre) köyünde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Batman Merkez’de, liseyi ise Gercüş’de tamamladı. 1988 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden dönem ikincisi olarak mezun oldu. Aynı fakültede yaklaşık bir yıl araştırma görevlisi olarak çalıştıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan sınavı kazanarak resmi burslu statüde dil eğitimi ve yüksek lisans öğrenimi görmek üzere İngiltere’ye gitti.

Recep Tayyip Erdoğan – 07 Aralık 2019 – ‘‘Peki bu nasıl doğruluk? Peki, yanında kim var? Yine bir başka isim o da Sayın Babacan var. Onun da imzası var bu işin altında. Başka kim var? Mehmet Şimşek var. Başka kim var? O zaman Ulaştırma Bakanı olarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun içinde olan Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya. Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Bunlar Halk Bank’ı da dolandırmaya çalışıyorlar.’’

Şimşek, 1993 yılında Exeter Üniversitesi’nde[iv] finans ve ekonomi dalında yüksek lisans derecesini almaya hak kazandıktan sonra Türkiye’ye döndü. Ankara’da üç ay süre ile Etibank’ta çalıştı. Ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçiliği’nde yaklaşık dört yıl kıdemli ekonomist olarak çalıştı.

1997’de New York’a yerleşti ve uluslararası yatırım bankası UBS’in hisse senedi analiz kısmında araştırmacı olarak görev yaptı. 1998 yılında İstanbul’a dönerek Deutsche – Bender Menkul Değerler’de iki yıl çalışan Şimşek, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından birisi olan Merrill Lynch’e geçti ve İngiltere’ye yerleşti. 2000 yılı ortalarında başlayan Merrill Lynch döneminin ilk günlerinde Sayın Şimşek’in sorumluluk alanında Türkiye, Yunanistan, Mısır ve İsrail’i içeren Akdeniz bölgesi bulunuyordu. 2001’in ortasından itibaren de sorumluluk alanına Rusya, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi gelişmekte olan Avrupa ülkeleri de eklendi.

Sayın Şimşek 2005 yılı sonunda Merrill Lynch’in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanlığına getirildi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 23. dönem milletvekili adayı olmak için Merrill Lynch’deki görevinden Mayıs 2007’de ayrıldı. 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde AK Parti Gaziantep 1. sıra milletvekili olarak seçildi. Seçimlerin ardından kurulan 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı.

Burada bir sırrı açıklayacağım; Başbakan Yardımcısı Mehmet Bey’i Merkez Bankası’nın başına getirmek istedim o dönemin Cumhurbaşkanı (Türkiye’nin 14. Anayasa mahkemesi başkanı ve 10 cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer) ‘Olmaz’ dedi. Niye olmaz dedim? Olmaz dedi. Yoksa dedim Mehmet Bey’in hanımını başörtülü zannediyor da onun için mi. Dedim ki Mehmet Bey’in hanımı başörtülü değil Amerikalıdır dedim yok dedi ben istemiyorum. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi. Mehmet Bey’i Merkez Bankası’nın başına getiremedim. Böyle cins hareketlerle bir yere varılmaz. Bunlardan kurtulmak için bu adımı atıyoruz. Sonra Maliye Bakanı yaptım o ayrı bir konu, 2017. Recep Tayyip Erdoğan

01 Mayıs 2009 tarihine kadar bu görevi yürüten Şimşek, bu tarihte ilan edilen kabine değişikliği ile Maliye Bakanlığı görevine getirildi. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimlerde AK Parti Batman 1. sıra milletvekili olarak seçildi. Seçimlerin ardından kurulan 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde yeniden Maliye Bakanlığı görevine getirildi. 01 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde Ak Parti Gaziantep 1. sıra milletvekili olarak seçilen Şimşek 2018 yılına kadar, 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttü.

Sayın Şimşek daha önce Maliye Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra 2007 yılından itibaren Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu üyeliği görevlerini de yürütmüştür.

Sayın Bakan ayrıca, 2007-2009 yılları arasında IMF & Dünya Bankası Türkiye Guvernörlüğü ve 2008-2011 yılları arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Üyeliği görevlerini yürütmüştür.

“Kişiler geçicidir, aslolan aziz milletimize hizmettir. 11 yıldır büyük bir onur ve gururla sürdürdüğüm bakanlık görevim sona erdi. Bana, ülkeme hizmet etme ve babamın vasiyetini yerine getirme fırsatı verdiği için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ederim. Siyasette özellikle ilk göz ağrım Gaziantep ve baba ocağım Batman’daki bütün hemşerilerime ve aziz milletimize destekleri için teşekkür ederim. Bu vesileyle yeni kabinemizi tebrik eder, bayrağı devralan arkadaşlarıma başarılar dilerim. Yeni dönem ülkemize hayırlı olsun. Siyasete adım attığım 2007’den beri geride bir hoş seda bırakmaya gayret ettim. Ülkemiz ve milletimiz için gece gündüz çalıştık. Bugün görevimi yeni arkadaşlara onurla devretmenin huzuru içindeyim. Lütfen hakkınızı helal ediniz.” Mehmet Şimşek, 2018.

“Emerging Markets” Dergisi tarafından 2013 yılında ” Yükselen Avrupa’da Yılın Maliye Bakanı” seçilen Sayın Şimşek, aynı yıl “Foreign Policy” Dergisi tarafından dünyanın en etkili 500 kişisinden biri olarak gösterilmiştir.

2023/284 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 04.06.2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Sayın Şimşek evli ve üç çocuk babası olup çok iyi derecede İngilizce ve Kürtçe bilmektedir.

Birleşik Krallık topraklarında yer alan Exeter Üniversitesi’nin ekonomi bölümünden mezun olan ve Birleşik Krallık-Türk çoklu vatandaş statüsüne sahip olan Şimşek, Londra’da bulunan ABD Wall Street yatırım bankalarından Merrill Lynch’in eski bir üst düzey yöneticisidir.

Finans alanında doktora derecesini 2006 yılında, Yöneylem Araştırması ve Finans Mühendisliği alanında Princeton üniversitesinden alan çoklu Amerikan-Türk vatandaşı Hafize Gaye Erkan ise, Türkiye merkez bankasının başına getirilen ilk kadın olmuştur. Bayan Erkan kariyerine 2005 yılında, dokuz yıl çalıştığı Goldman Sachs’ta başlamış ve 2011 yılında çokuluslu bir ABD yatırım bankası olan şirketin genel müdürü olmuştur.

TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan

TCMB web sitesinde paylaşılan yeni merkez bankası başkanının resmî kısa özgeçmişi aşağıdadır:

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+page+site+area/yonetim+cv/dr+hafize+gaye+erkan

Dr. Hafize Gaye Erkan
TCMB Başkanı 

1979 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001’de tamamladı. Princeton Üniversitesi’nde yöneylem araştırması ve finans mühendisliği alanında doktora derecesi aldı. Erkan, Harvard Business School’da yönetim bilimleri ve Stanford Üniversitesi’nde liderlik üzerine iki eğitim programını da tamamladı. 

Kariyerine 2005 yılında Goldman Sachs’ta başlayan Erkan, burada görev yaptığı 9 yıl boyunca ABD’deki büyük bankalar ile sigorta şirketlerinin yönetim kurulları ve üst düzey yönetim ekiplerine bilanço yönetimi, stres testi[v] ve sermaye planlaması, risk yönetimi, birleşme ve satın alma konularında danışmanlık hizmeti verdi.

First Republic Bank’ta 2014 yılında çalışmaya başlayan Erkan, burada çalıştığı yaklaşık 8 yıl süresince eş icra kurulu başkanı (Co-CEO), başkan, yönetim kurulu üyesi, yatırım direktörü, mevduat direktörü ve risk eş direktörü olarak görev yaptı.

Merkezi ABD’de bulunan mücevher şirketi Tiffany & Co’da 2 yıl yönetim kurulu üyesi olan Erkan, 2022’de, Fortune 500’de yer alan küresel finans danışmanlığı şirketi Marsh McLennan’ın yönetim kuruluna katıldı. Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon konularında uzmanlığa sahip olan Erkan, Princeton Üniversitesi Yöneylem Araştırması ve Finansal Mühendislik Bölümü Danışma Konseyi’nde de görev yaptı.

Erkan, 9 Haziran 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmıştır.

Bayan Erkan, üç yıl sonra, 2014 yılında Goldman Sachs çokuluslu ABD yatırım bankasındaki üst düzey görevinden ayrılmış ve genç ve oldukça saldırgan bir San Francisco bankası olan First Republic Bank’ın[vi] Yatırım Başkanı olmuştur. Evet, doğru tahmin ettiniz, şu iflas eden First Republic Bank. Bayan Erkan bu görevi esnasında bankanın varlıklarını büyük bir başarıyla tam on kat artırmış ve 2021 yılında bankanın eş icra kurulu başkanı (co-CEO) unvanını kazanmıştır.

Solda Exeter Üniversitesi, sağda Princeton Üniversitesi

Bayan Erkan liderliğindeki First Republic Bank’ın bugün artık Silikon Vadisi’nin[vii] büyükleri ve diğer yüksek gelirli bireylere hizmet veren çok karanlık ve kirli bir banka olduğu açıktır. Başka bir ifadeyle, Bayan Erkan’ın Mayıs 2023 ayında bankanın iflas etmesiyle sonuçlanan son derece kusurlu risk modelinin önemli mimarlarından biri olduğu apaçık ortadadır.

Bayan Erkan’ın, First Republic Bank’ın iflas etmesinden birkaç ay önce, belki de yarattığı felaketi hissederek istifa ettiği söylenmektedir. İflas eden banka, Biden Yönetimi’nin de gizli desteği ile ABD’nin en büyük bankası olan aşırı yozlaşmış JP Morgan Chase tarafından devralınmıştır. Bayan Erkan şimdi fiyaskodaki rolü nedeniyle açılan toplu bir davada yargılanmaktadır.

Şüpheli Referanslar

Ancak, Maliye Bakanı Şimşek’in talebiyle göreve getirilen, yargılanması nedense görmezden gelinen yeni merkez bankası başkanı, Türk faizlerinin geleceğine yön verecektir. İçeriden edinilen bilgilere göre de, Bayan Erkan, mevcut %8,5 olan politika faizini önümüzdeki aylarda %25 seviyesine yükseltmeyi kabul etmiştir.

Böylesine hızlı bir şok tedavisi, ilk başkan olduğu dönemde çift hanelere ulaşan enflasyonu kontrol altına almak maksadıyla faiz oranlarını %21,5 gibi benzeri görülmemiş seviyelere yükselten eski FED Başkanı Paul Volcker ile kıyaslandığında, Volcker’in faiz politikasının yumuşak ve ılımlı olarak nitelendirilmesini gerektirmektedir.

Bayan Erkan, görevi devir aldıktan sonraki ilk icraatında, 22 Haziran 2023 tarihinde TCMB politika faiz oranını, normal standartlara göre büyük bir artış olan %6,5 oranında yükseltmiş ve neredeyse iki katına, %15’e çıkarmıştır. Ayrıca bu artışın, Erdoğan’ın düşük oranlı döneminden büyük bir geriye dönüşün başlangıcı olduğu sözünü de vermiştir.

Yüksek faizi şahsi düşmanı ilan eden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, faiz oranları düştüğünde enflasyonun da düşeceğini savunan bir ekonomisttir.

Ancak, politika faizinin %15’e yükselmesi, beklentisi %25 olan ve ‘‘KAN İSTEYEN’’ piyasaları tatmin etmemiştir. Yeni politika faizinin açıklanmasının ardından Türk lirası değer kaybetmiştir ve mali ortodoksi çıkarları doğrultusunda Türk reel ekonomisinin yıkımı için sahne hazırdır. İçinde bulunduğumuz yılda bugüne kadar Lira, ABD doları karşısında %20’nin üzerinde değer kaybetmiştir. 2013 yılından bugüne kadarki düşüş ise %90 seviyesindedir. Türkiye ekonomisini artık, Goldman Sachs veya JP Morgan Chase gibi küresel finansal spekülatörler yönetmektedir.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, yeniden seçilebilmek için açıkça, doğası gereği trajik bir yenilgi anlamına gelen bir Faustian pazarlığı[viii] yapmıştır. JP Morgan bu yılın sonuna kadar %30’luk bir merkez bankası politika faiz oranı öngörmektedir. Şimşek ve Erkan’ın Türk (Erdoğan) ekonomisi ve kredilerini kontrol etmesi nedeniyle Erdoğan, ekonomik büyüme stratejisi izleme ve hatta kendisine daha fazla hareket serbestîsi sağlayacak iddialı bir petrol ve doğal gaz geliştirme programı yürütme alanında güçsüz kalmaya mahkûmdur.

İhtiyar Henry Kissinger’in yıllar önce söylediği ileri sürülen ‘‘parayı kontrol eden dünyayı kontrol eder’’ ifadesine bakılır ise Erdoğan Türkiye’sini şu anda Wall Street ve Londra bankerleri (tefecileri) yönetiyor gibi görünmektedir. Bu durum, Erdoğan ve Türkiye’nin gelecekteki jeopolitik rolü için çok kritik bir dönemeçtir.

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Yazının çevrilerek paylaşılması, yazar tarafından ifade edilen görüşler ve ileri sürülen iddiaların Sun Savunma Net sitesi ve çeviren tarafından paylaşıldığı anlamına gelmemektedir.

Makalenin orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://slguardian.org/has-erdogan-fallen-into-a-deadly-trap/

 

[i] Bir kişinin aynı anda birden fazla ülkenin vatandaşlık hakkını kazanmasına çifte vatandaşlık adı veriliyor. Çifte vatandaşlık genellikle kişilerin kendi ülkesinin vatandaşı iken, başka bir ülkenin vatandaşı olma hakkını kazanması ile gerçekleşir. Çifte vatandaşlığın bir diğer adı ise çoklu vatandaşlıktır. Çifte vatandaşlık çoğunlukla kişinin üst soyunun başka bir ülkeden göç etmesi sebebi ile kazanılmaktadır. Bazı ülkeler ise, üst soyun kendi vatandaşları olmasını çifte vatandaşlığın hak edilmesi için yeterli görmüyor ve ilave şartların yerine getirilmesini istiyorlar. Bunun nedeni ise, çifte vatandaşlığı önlemek olarak görülüyor. Ülkemizde de çifte vatandaşlığın hangi şartlarla kazanılacağına dair kanunlar bulunuyor. Çifte vatandaşlık için başvuruda bulunmadan önce sadece diğer ülkenin değil, kendi ülkemizin kanunlarının da iyi bilinmesi gerekiyor. Çünkü vatandaşlık hakkı, her iki ülkenin de başvuruyu kabul etmesi halinde gerçekleşebiliyor. ACASOY Hukuk Bürosu. https://acasoy.com/cifte-vatandaslik-nedir/

[ii] Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zaferdir. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır, ama yanında koskoca ordudan arta kalan üç beş filden fazlası değildir. Pirus bu zaferin ardından; “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenirPirus Zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus zaferi denmiştir. STRASAM, https://strasam.org/tarih/askeri-tarih/pirus-zaferi-nedir-bize-ne-anlatir-642

 

[iii] Altılı Masa CHPİYİ PartiSaadet PartisiDemokrat PartiDemokrasi ve Atılım Partisi ve Gelecek Partisi tarafından ilk toplantısı 12 Şubat 2022’de yapılarak kurulmuş siyasi bir oluşumdur. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Millet İttifakı’nın seçim sürecinde ittifak olduğunu, seçim sürecinin geride kalmasıyla bir iş birliği haline büründüğünü açıkladı.

Masa, ilk başta Millet İttifakı‘ndan bağımsız bir oluşumdu. 26 Ocak 2023’te Altılı Masa yaptığı 11. toplantısı sonrası kendini ilk defa “Millet İttifakı” olarak tanımladı. 30 Ocak 2023 tarihinde Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni Ankara‘da kamuoyuyla paylaştı.

İYİ Parti, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeyerek 03 Mart 2023 tarihinde masadan ayrılma kararı alsa da, üç gün sonra geri döndü. Aynı gün, 06 Mart 2023 tarihinde, ittifakın ortak adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu açıklandı https://tr.wikipedia.org/wiki/Alt%C4%B1l%C4%B1_Masa.

[iv] The University of Exeter’in tarihi 1900’lerin başlarına kadar uzansa da okul 1955 yılında kurulmuştur. Günümüzde, 140 ülkeden 19,000 öğrenci, İngiltere’nin güneybatısındaki üç kampusta eğitim görmektedir. Exeter, diğer İngiltere okullarına nispeten genç olmasına rağmen hem saygın Russell Group’un listesi içindedir hem de dünya çapındaki üniversiteler arasında ilk %1’lik dilimde yer alır. Lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerinde Bilim, Beşeri ve Sosyal Bilimler alanlarında birçok bölüm için 6 binada hizmet verir. Exeter Üniversitesi, anlaşmalı olduğu kurumlar sayesinde İngiltere dışında da eğitim imkânı sunar. Tüm öğrencilere, seçtikleri bölümle bağlantılı ya da tamamen ayrı akşam kursları olarak yabancı dil dersleri hakkı sağlar. Okulun mezuniyet sonrası için vaatleri, lisans programlarının birer parçası olarak, kariyer yönetimi becerileri, çalışma ve staj imkânları sağlamak üzerine şekillenir. https://www.britisheducation.com.tr/exeter-ueniversitesi.html

[v] Stres testleri, herhangi bir portföyün, finansal kuruluşun ya da finansal sistemin şoklar ve olağan dışı piyasa koşulları altında kırılganlığının değerlendirilmesi amacıyla kullanılan teknikler bütünüdür. Finansal kuruluşlarca içsel risk yönetimlerinin bir parçası olarak kullanılmaya başlayan stres testleri, zaman içerisinde uluslararası kuruluşların öncülüğünde merkez bankaları ve gözetim otoriteleri tarafından finansal sistem bazında uygulanmaya başlamıştır. Finansal sistem bazında uygulanan stres testleri hem merkez bankalarınca makro ihtiyatlı analizleri destekleyici olarak (genellikle finansal istikrar raporları kapsamında) finansal sistemin kırılganlığının değerlendirilmesinde, hem de bankacılık gözetim ve denetim otoritelerince zayıf bankaların belirlenmesinde kullanılmaktadır. Giderek artan küreselleşme eğilimine bağlı olarak, hem kuruluşların hem de ülkelerin artan risk maruziyetleri dolayısıyla merkez bankaları, yerel ve uluslararası anlamda finansal istikrarı sağlamak ve korumak için potansiyel kırılganlıklara daha ihtiyatlı yaklaşmaktadırlar. Ayrıca, son borç verme merci olarak merkez bankalarının finansal sistem istikrarının sağlanmasında üstlendikleri rol büyüktür. Buna bağlı olarak, finansal istikrarı tehdit eden kırılganlıkların nasıl tespit edileceği önem arz etmektedir. Bu çerçevede, stres testleri merkez bankalarınca finansal istikrarın değerlendirilmesinde, finansal kırılganlıklara ilişkin sayısal analizler içermesi nedeniyle başvurulan temel yöntemlerden biridir. Evrim beşe, Finansal Sistem Stres Testi Uygulamaları ve Türkiye Örneği, Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar genel Müdürlüğü, Ankara, Eylül 2007.

[vi] Hafize Gaye Erkan’ın ABD’deki bankacılık kariyerinde tartışmaya yol açan bir dönem de var. Erkan bu yıl Nisan ayında battıktan sonra el konulan ve JP Morgan’a satılan First Republic Bank’in eski CEO’larından. 2014 yılında First Republic şirketine yatırımdan ve riskten sorumlu üst düzey yönetici olarak göreve başlayan Hafize Gaye Erkan, 2017-2021 arasında First Republic’in Başkanı olarak görev yaptı. Hafize Gaye Erkan LinkedIn profilinde yer alan bilgilere göre 2014 ve 2021 arasında First Republic’te çalıştı; 2019-2021 yılları arasında da şirketin yönetim kurulu üyesiydi. 2021 yılı Haziran ayında bankanın yönetimini devralan Hafize Gaye Erkan aynı yılın Aralık ayında istifa etmiş, istifası yatırımcıları şaşırtmıştı. Banka 2008 krizinden bu yana ABD’de batan en büyük bankaydı. Merkezi California’nın San Francisco kentinde bulunan bankanın Nisan ayında batmasının ardından, bankada 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında hisse satın alan kişiler First Republic Bank’in yöneticilerine ve bankayı denetleyen şirket KPMG’ye toplu dava açtı. Toplu davanın açıldığı yöneticiler arasında Hafize Gaye Erkan ve şirketin ondan önceki CEO’su James Herbert de var. Açılan toplu davada banka yöneticilerinin, bankanın büyüme rakamları, bilançosu, likidite pozisyonu gibi konularında hissedarları yanlış yönlendirdiği ve yükselen faiz oranlarının bankanın iş modeli üzerinde yarattığı baskıyı hafife aldığı iddia ediliyor. Banka açılan toplu dava öncesinde yılın ilk çeyreğinde mevduatlarının yüzde 58’ini kaybettiği, yani toplamda 102 milyar dolarlık kayıp yaşadığını açıklayarak yatırımcıları şaşırtmıştı. 8 Haziran’da Bloomberg’de yer alan bir habere göre de, 14 Ocak 2021 ve 14 Mart 2023 arasında First Republic Bank hissesi satın alan hissedarlar toplu dava konusunda bilgilendirildi ve 23 Haziran’a kadar toplu davaya katılıp katılmayacaklarını bildirmeleri istendi. Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi ABD basınında da kapsamlı haberlerle ele alındı. Bu haberlerde de Erkan’ın kariyerindeki First Republic geçmişine yer verildi. Wall Street Journal gazetesi Türkiye ekonomisinde yeni döneme ilişkin bugünkü haberinde Hafize Gaye Erkan’ın First Republic Bank’te, “bankanın çöküşüne yol açacak stratejinin benimsendiği yıllarda yönetimin bir parçası olduğunu” yazdı. Resmi belgelere göre Hafize Gaye Erkan First Republic Bank’ten ayrılırken 10 milyon dolar tazminat aldı. Geçen yıl Haziran ayında emlak ve yatırım bankası Greystone’un CEO’luğu görevine gelen Hafize Gaye Erkan Bloomberg televizyonuna 11 ay önce verdiği röportajda First Republic’ten ayrılma sürecini anlatıyor. Hafize Gaye Erkan röportajda First Republic’ten ‘ani ayrılışının’ nedeninin sorulması üzerine, “Benim açımdan ani gibi gelmedi. Uzun bir düşünme süreci oldu, zor bir karardı. Başarılı sicilden, yönetimden, First Republic’te kurduğum güven dolu ilişkilerden gurur duyuyorum. Kuruluşun yönetiminde harika sekiz yıl geçirdim. Artık değişiklik yapma zamanı ve bankacılık, özel sermaye yatırımları ve fon yönetimi alanındaki becerilerimi kullanabileceğim bir platformda olabileceğim yeni bir meydan okumanın zamanı gelmişti” yanıtını verdi. Hafize Gaye Erkan, Greystone şirketinin CEO’luğuna geldikten birkaç ay sonra istifa etti. Şirketten yapılan açıklamada, Erkan’ın “dostane bir şekilde ayrıldığı ve istifasının finans sektöründe yeni fırsatlara odaklanma kararıyla bağlantılı olduğu” belirtildi.

https://www.voaturkce.com/a/merkez-bankasi-baskani-hafize-gaye-erkan-abd-finans-kariyerine-iliskin-bilinenler/7130598.html

[vii] Silikon Vadisi, Kuzey Kaliforniya‘daki San Francisco Körfez Bölgesi‘nin güneyinde kalan; ileri teknoloji, inovasyon, risk sermayesi ve sosyal medya şirketlerinin küresel merkezi olarak görülen bölgenin gayri resmi adıdır. Coğrafi olarak kabaca Santa Clara Vadisi‘ni kaplar. Silikon Vadisi’ndeki en büyük şehir olan San Jose, Kaliforniya’nın en büyük üçüncü ve ABD’nin en büyük onuncu şehridir. Silikon Vadisi’ndeki diğer büyük şehirler arasında Sunnyvale, Santa Clara, Redwood City, Mountain View, Palo Alto, Menlo Park ve Cupertino yer alır. Bölgenin adı, silikon tabanlı MOSFET ve yonga tasarımında ve üretiminde uzmanlaşmış çok sayıda firmanın burada kurulmasından gelir. Bölge günümüzde dünyanın en büyük teknoloji şirketinin çoğuna, Fortune 1000 listesindeki 30’dan fazla şirketin genel merkezine ve binlerce startup şirketine ev sahipliği yapmaktadır. ABD’deki risk sermayesi yatırımlarının üçte bir Silikon Vadisi şirketlerine yapılmaktadır. Bu nedenle bölge, girişimcilik ekosisteminin ve bilimsel gelişimin merkezi haline gelmiştir. Silikon tabanlı entegre devremikroişlemcimikrobilgisayar ve daha birçok teknoloji Silikon Vadisi’nde icat edilmiştir. 2013 itibarıyla bölgede yaklaşık 250.000 teknoloji işçisi çalışmaktadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Silikon_Vadisi

[viii] Faust pazarlığı (Faustian Bargain), kişinin dünyevi nimetler karşılığı ruhunu şeytana satmasını ifade eden ve edebiyat tarihinde birçok karakterin razı olduğu bir mübadeledir. Bu mübadeleye adını veren malum karakter Faust, Mephisto ile yaptığı ticaretle birlikte, birçok defa karşımıza çıkacak bir karakter tipini, “ruhunu şeytana satmış insanı” literatüre hediye etmiştir denilebilir. Başta Anglosaksonlar olmak üzere, dünya edebiyatında birçok yazar, bilhassa romantikler, sırtını sürekli Faust’a dayamıştır. Dünyevi nimetler karşılığı şeytanla anlaşma yapan insan tipi, modern Amerikan televizyonunda da kendine daima yer bulmuştur. Faust tipi karakterler, her dönem başka bir maske takarak Amerikan ailesine ve tabii dünyaya hitap etmeyi başarmıştır. https://www.gzt.com/post-oyku/faust-pazarligi-ve-walter-white-3509281

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.