savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7784
EURO
36,7823
ALTIN
2.946,32
BIST
10.081,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
14°C
Ankara
14°C
Az Bulutlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
14°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
7°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
6°C

Büyükelçiler Ne Diyor?

Büyükelçiler Ne Diyor?

Büyükelçiler Ne Diyor?

 

‘‘Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın.’’ Recep Tayyip Erdoğan

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 20 Ekim 2021

 

 

 

Papaz Brunson Nasıl Serbest Bırakıldı?

 

Bir Amerikan vatandaşı olan ve Türkiye’de 23 yıldan beri papazlık yapan Brunson, 2016 yılı Ekim ayında; ‘‘Ülkemizin birkaç parçaya bölünmesini, bir kısmının PKK idaresine, bir kısmının ise FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne verilmesini, uzun vadede ülkemiz insanlarından belli etnik kökene sahip olanların Hıristiyanlaştırılmasını araç kılmak suretiyle bölmeyi ve ayrıştırmayı amaçlayan bir yapılanmanın mensubu olmakla’’ suçlanarak tutuklanır.

 

Papaz Brunson’un; ‘‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek”, yani siyasal ve askeri casusluk suçu (TCK 328/1) ve “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” (TCK 220/6 ve 314/2) suçlarından cezalandırılması talep edilir.

 

ABD sürekli olarak papazın serbest bırakılmasını talep etmekte, Türkiye ise papazı bir türlü vermemekte ve Erdoğan; ‘‘Amerika bizden bir papazın iadesini istiyor, sizde de bir papaz var. Onu iade edin biz de yargılayalım’’ demektedir.

 

2018 yılı Nisan ayında ABD Senatosu’ndan 66 senatör, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, uzun süredir Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Andrew Brunson’un serbest bırakılmasını talep eden bir yazı yazar. Bu senatörlerin bağımsız Türk yargısına müdahale etme gücünü nereden aldıkları meçhuldür.

Her iki partiden de senatörlerin imzaladığı mektupta Türkiye’de 1993 tarihinden beri bulunan Papaz Brunson’un yasalara saygılı bir adam olduğu ve terörle bağlantısı olduğu iddiasıyla tutuklu bulunduğu hatırlatılarak; darbe sonrasında on binlerce Türk vatandaşı ile bazı Amerikan ve diğer ülke vatandaşlarının belirsiz suçlamalar ve kuşkulu kanıtlarla tutuklanmasının, Türk hükümetinin hukuk ve adalete olan yükümlülükleriyle uyumlu olmadığı ifade edilir.

 

Birleşik Devletler Başkanı  Donald Trump, 26 Temmuz 2018 tarihinde, Air Force One uçağından attığı bir Twitter mesajında; ‘‘Birleşik Devletler, büyük Hıristiyan, aile adamı ve mükemmel bir insan olan rahip Andrew Brunson’u uzun süreden beri alıkoyan Türkiye’ye ağır yaptırımlar uygulayacaktır. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalıdır’’ ifadelerini kullanır.

 

Adamın masum bir inanç adamı olup olmadığına Donald Trump değil, bağımsız Türk yargısı karar verecektir!

 

19 Temmuz 2018 tarihinde ABD Senatosu’na, Türkiye’nin uluslararası finans kurumlarından borç almasını engelleyen bir yasa tasarısı sunulur ve ‘‘Uluslararası Finans Kurumlarınca Türkiye’ye Verilecek Borçlar ile Finansal ve Teknik Yardımların Kısıtlanması’’ başlıklı yasa, 26 Temmuz 2018 günü Dış İlişkiler Komitesi tarafından kabul edilir. Bu ilginç yasanın tam metnini; https://www.sunsavunma.net/turkiye-uluslararasi-finansal-kurumlar-yasasi/ linki üzerinden okuyabilirsiniz.

 

Türk yetkililer başlangıçta Rahip Brunson için 35 yıl hapis cezası talebinde bulunur, ancak sonra bağımsız bir Türk mahkemesi Brunson’u üç yıldan daha az bir hapis cezasına mahkûm eder ve içeride yattığı süreyi göz önüne alarak iki ülke arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine neden olan papazı Ekim 2018’de serbest bırakır.

Türkiye tarafından serbest bırakılan Rahip Andrew Brunson, Beyaz Ev Oval Ofis’te Birleşik Devletler Başkanı Donald Trump’a teşekkür ederken ve onu kutsarken Dış İşleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı huşu içindeki başkanı izliyor. Foto: Mark Wilson/Getty Images

 

ABD Başkanı Donald Trump çok mutludur, Papaz Brunson’un serbest bırakılmasını sağlamayı başarmıştır. Erdoğan’la ilgili bir yorumunda; ‘‘Onun için kolay değildi, ne demek istediğimi anlıyorsunuz’’ ifadelerini kullanır.

 

Başarısından oldukça memnun olan Trump, bir yıl sonra Rahip Brunson olayını bir kez daha mevkidaşı Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hatırlatacaktır. Türk birliklerinin Suriye’ye girmesi için yeşil ışık yakmadığını ifade eden Trump, Erdoğan’a sert bir uyarı mektubu yazdığını da sözlerine ekler.

 

Donald Trump; ‘‘Sevgili Bay Cumhurbaşkanı’’ ifadeleriyle başladığı mektubunu, ‘‘Gelin güzel bir anlaşma için birlikte hareket edelim! Siz binlerce insanının katledilmesinden sorumlusu olmak istemezsiniz ben de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemiyorum ve bunu yapacağımı da biliyorsun. Rahip Brunson meselesinde sana bunun küçük bir örneğini vermiştim’’ ifadeleriyle sürdürür ve ‘‘Bu meseleyi doğru ve insani bir şekilde çözebilirsen iyi olarak tarihe geçeceksin. İyi şeyler olmaz ise seni sonsuza kadar bir şeytan olarak göreceğim. Kabadayılığı bırak. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım’’ ifadeleriyle bitirir. ABD Başkanı Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubun tam çevirisini https://www.sunsavunma.net/bu-nasil-mektup/ linki üzerinden okuyabilirsiniz.

 

Osman Kavala & Büyükelçilerin Mektubu

 

Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir.

 

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz.

 

Solda; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından SOROSÇU olduğu ifade edilen Osman kavala, sağda ise bağımsız Türk yargısını etki altına almak isteyen büyükelçilerinin ait olduğu Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda devletlerine ait bayraklar görülmektedir.

 

Persona Non Grata – İstenmeyen Kişi

 

Yukarıdaki mektuba imza atarak büyük bir hadsizlik örneği sergileyen, yürüyen bir davada yargıya tavsiye ve telkinde bulunan, hukukun üstünlüğüne gölge düşüren; Almanya, ABD, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilerinin Türk yargısını etkilemeye yönelik beyanatlarını kabul edilemez buluyor ve kendilerine Türk yargısının bağımsız olduğunu hatırlatıyorum.

 

Bu büyükelçilerin diplomasiyle bağdaşmayan sorumsuzlukları çizmeyi aşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, anayasal düzenini, Türk yargısının bağımsızlığını hiçe sayabilecekleri bir devlet değildir.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından Sorosçu olduğu söylenen Osman Kavala hakkındaki kararı, tıpkı Rahip Brunson örneğinde olduğu gibi bağımsız Türk yargısı verecektir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı tarafından ‘‘HADSİZ’’ büyükelçilerin mektubu hakkında yapılan açıklama aşağıdadır:

 

Ülkemizde devam eden bir davayla ilgili olarak, diplomatik teamüllere aykırı bir şekilde dün akşam ortak bir açıklama yayımlayan Ankara’daki bir grup Büyükelçi bu sabah Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştır.

 

Bu ülkelerin Büyükelçileri/Maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın Büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir.

 

Adı geçenlere, Anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, Büyükelçiler/Maslahatgüzarlar Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM); MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından ‘‘SOROSÇU’’ ilan edilen başta Osman Kavala olmak üzere, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanan ‘HADSİZ’’ büyükelçilerin uyarılması ile yetinilmemesini, kendilerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Türkiye’de de yargı bağımsızdır. Yargının vereceği veya verdiği karara benim bir Cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem söz konusu değil. Yeter ki yargının adil olduğuna hep birlikte inanmış olalım’’ sözlerinin hatırlatılmasını ve ibret-i âlem için derhal ‘PERSONA NON GRATA’’ ilan edilerek sınır dışı edilmesini öneriyorum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.