Sun Savunma Net olarak bağımsız içeriklerimizi ücretsiz sunabilmek için reklam gelirlerine ihtiyaç duyuyoruz. Lütfen sitemizi desteklemek için reklam engelleyicinizi devre dışı bırakın ya da sitemizi beyaz listeye (whitelist) ekleyin.
Nasıl yaparım?
AdBlock/Adblock Plus: Tarayıcı araç çubuğundan eklenti > "Bu site için engellemeyi durdur" (Pause on this site) ya da "Allow on this site" seçeneğini kullanın.
uBlock Origin: Eklenti menüsünden "Disable on sunsavunma.net" seçeneğini tıklayın.
Mobilde: Tarayıcı eklentileri veya reklam engelleyici uygulamayı geçici olarak devre dışı bırakın veya tarayıcı ayarlarından siteye izin verin.
Biz, 15 Haziran’dan bu yana yürüyen on binler, bugün İstanbul Maltepe’de bir araya gelen yüzbinler, milyonlar olarak tüm Türkiye’ye ve dünyaya sesleniyoruz.
Biz, sadece ve sadece adalet istiyoruz. Sadece burada bir araya gelenler için değil, sadece bizleri destekleyenler için değil, herkes için adalet istiyoruz.
Biz, 25 gündür, on binlerce ağızdan hep birlikte haykırdığımız ‘Hak, Hukuk, Adalet’ talebimizin çok geç olmadan karşılanmasını istiyoruz.
Biz, siyasete ve toplumsal yaşama Adalet Yürüyüşümüzün gösterdiği barışçıllığın hâkim olmasını istiyoruz.
Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz.
Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür.
İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur:
15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.
İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş ve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.
Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç”gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.
20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.
150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.
Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.
Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.
Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.
Hukuka ve Anayasaya saygı, adaleti sağlamanın ilk koşuludur. Hukuk güvenliğinin olmadığı ve adaletin gerçekleşmediği bir toplumda, kamu düzeni ve toplumsal barış sağlanamaz. Adaletsiz toplum ise, insan haysiyetinin zedelendiği bir toplumdur.
Bu “Adalet Çağrısı”; adaletin, insan haysiyetine saygının ve toplumsal barışın temeli olduğu inancıyla hazırlanmıştır.
Bu mücadele bizim mücadelemiz. Ve biz Türkiye’yiz. Adalet isteyen, barış isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen Türkiye’yiz. Biz dünyadan kopmak değil, dünya ile barış içinde kardeşçe yaşamak isteyen Türkiye’yiz. Biz kavga değil huzur isteyen Türkiye’yiz. Biz halkız. Bu yol bizim yolumuz, bu meydanlar bizim meydanımız. Bu memleket bizim memleketimiz.
Bu mücadele adalet mücadelesi… Bu yürüyüş bizim yürüyüşümüz. Bu çağrıdaki tüm taleplerimiz karşılanıncaya kadar durmayacağız. Bu yürüyüş artık başladı. Korku duvarlarını yıkacağız. Adalet yürüyüşümüzün bu son günü yeni bir başlangıçtır… Yeni bir ilk adımdır.
Bu bağlamda Yasama/yürütme ve yargı erklerini kullanan bütün yetkililere bu uyarılarımızı iletirken, siyasal partileri, toplumun farklı kesimlerini, sivil toplum örgütlerini ve bütün yurttaşları, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve hayata geçirmek için mücadeleye çağırıyoruz.
Türkiye’nin İslamcıları Lindsay Lohan’da Umduklarını Bulamadılar Yazar: Amberin Zaman Çeviren: Ercan Caner Bir zamanlar Lindsay Lohan Son bir haftadır hükümet yanlısı medya kuruluşlarının yayınlarını, Suriye mülteci kamplarını ziyareti esnasında bebekleri kucağına alıp seven ve İslami bir başörtüsü giyen Amerikalı yıldız, şarkıcı ve manken Lindsay Lohan’ın görüntüleri doldurmakta. Lohan’ın vatandaşı Angelina...
ABD’den Sert Kınama Yüzde Üç Buçukluk Maraş Açılımı ABD’ye Üç Buçuk Attırdı Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu, Ç.1974 Müze Gemisi, Maraş Bilalağa Mescidi ile Maraş Millet Bahçesi açılış töreninde yaptığı konuşmada; açılımın öncelikle Kapalı Maraş’ın yüzde üç buçuğuna tekabül eden pilot...
Mossad Yine Saldırdı Yazar: Tzvi Joffre, THE JERUSALEM POST, 12 Nisan 2021 Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 15 Nisan 2021 İran Atom Enerjisi Organizasyonu tarafından 10 Nisan 2021 tarihinde paylaşılan fotoğrafta yeni IR-9 santrifüj görülmektedir. Kaynak: Atomic Energy Organization of Iran. İki istihbarat ajanının The New...
Esat Trump’ın Müslüman Yasağını Destekliyor: Suriyeli Mülteciler Teröristtir Şubat 2017 | Published in: Asia & Americas, Middle East, News, Syria Çeviren: Ercan CANER | Ankara-Türkiye | Şubat 2017 Suriye Devlet Başkanı Bashar Al-Assad, bir röportajda, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriyelilerin ABD’ye girişini yasaklayan kararının Suriye halkını değil, teröristleri hedef aldığı açıklamasını yapmıştır. Trump...
Ayasofya Rusya ile Aramızı Bozar mı? Müyesser Yıldız, Sincan 3 Nolu L Tipi Cezaevi 12 Temmuz 2020 Sadece Türkiye değil, dünya gündeminde de ilk sıraya oturan Ayasofya konusunda karar verildi. Danıştay, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal ederken, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ayasofya’yı yeniden camiye çevirdi. Karar öncesinde...
ÇARŞAMBA İĞNELERİ KULLANILMA Davutoğlu, Can Atalay hakkındaki düşme kararını okuyan Bekir Bozdağ için “Kullanılmaktan bıkmaz” dedi. Nasıl kullanılmak?.. DARBE Cumhur İttifakı ortağı Hüda Par’lı vekil Serkan Ramanlı cumhuriyetin kuruluşunu “darbe” olarak niteledi. Darbecilerin meclisinde işin ne a-salak!.. POSTER RTE, Eskişehir ziyaretinde posterlerini astırmayan il başkanını görevden aldı. Reise haaa!.....