Sun Savunma Net olarak bağımsız içeriklerimizi ücretsiz sunabilmek için reklam gelirlerine ihtiyaç duyuyoruz. Lütfen sitemizi desteklemek için reklam engelleyicinizi devre dışı bırakın ya da sitemizi beyaz listeye (whitelist) ekleyin.
İsrail askeri saldırıları sonucunda; Gazze nüfusunun tahminen yüzde 10’u öldürülmüş, yaralanmış, kayıp olarak bildirilmiş veya gözaltına alınmıştır.
Çeviren: Ercan CANER, 16 Aralık 2025
Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı’nın ardından 1922 yılında sona ermiştir. On yıllar boyunca “Avrupa’nın Hasta Adamı” olarak anılan Osmanlı’nın gücü, 19. yüzyıl boyunca giderek zayıflamış ve nihayetinde imparatorluk çökerek parçalanmıştır. Günümüzdeki pek çok modern ulus-devlet, bir zamanlar Osmanlı topraklarının parçasıydılar. Bu mirasın halefi ise, diplomatik etkisi giderek artan ve giderek daha otoriter bir çizgi izleyen lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkça “yeni bir Osmanlı İmparatorluğu” hayalleri kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Erdoğan, ülkesinin Hamas ve Müslüman Kardeşler gibi ideolojik aşırılık yanlısı yapılara üs olarak hizmet etmesine izin vermiştir. Türk askerlerinin, hâlihazırda Suriye ve Lübnan’da kuzeyden, Kıbrıs açıklarında ise denizden konuşlanmış durumdayken, Gazze’de İsrail’in kapısına dayanması ciddi bir endişe kaynağı olarak görülmelidir.
Şarkıcı ve şarkı sözü yazarı olmayı düşleyen 27 yaşındaki Miss Irak Sarah Idan, tam 45 yıl sonra Irak’tan güzellik yarışmasına katılan ilk adaydır. Miss İsrail ile birlikte verdiği pozdan sonra Miss Irak organizasyonundan, fotoğrafları silmesi yoksa tacının elinden alınacağına dair tehditler alır. Bu tehdidi ölüm tehditleri takip eder. Hemen Irak’ta yaşamakta olan annesini arar ve onlara ülkeyi derhal terk etmelerini söyler. Bikini giydiği için de tehditler almaktadır. Fakat asıl, İsrail güzeli ile verdiği poz sorunlara ve tepkilere neden olmuştur.
Gazze için önerilen son ateşkes planının ikinci aşamasında yer alan Uluslararası İstikrar Gücü (ISF – International Stabilization Force), Erdoğan’ın bölgedeki Türk nüfuzunu güçlendirmek maksadıyla siyasi sermayesini kullanma girişimlerinden yalnızca bir tanesidir. Bu kaldıraç gücü, Türkiye’nin Hamas ile kurduğu kapsamlı ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Erdoğan bu ilişkileri, Washington tarafından arabuluculuğu yapılan ateşkesin sağlanmasında kullanmıştır. Nitekim ABD Başkanı Donald Trump dahi, anlaşmanın sağlanmasına katkısı nedeniyle Erdoğan’a kamuoyu önünde teşekkür etmiştir.
Yanılgıya kapılmamak gerekir: Türkiye, bölgede barışı tesis etmeye çalışan iyi niyetli bir aktör değildir. Daha 21 Ekim 2025 tarihinde, Türk dışişleri bakanı Hamas’a destek içeren açıklamalarda bulunmuş ve “işgalin saldırganlığını reddetme” çağrısı yapmıştır.
Türkiye, Hamas ve diğer aşırılık yanlısı gruplarla belgelenmiş bağları bulunan ve ciddi biçimde itibarı zedelenmiş olan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA – U.N. Relief and Works Agency for Palestine Refugees) defalarca övmüştür. 14 Ekim’de Türkiye, İsrail’i soykırımla suçlayarak açıkça tehdit etmiştir. Bu tutum, Osmanlı Türkleri tarafından gerçekleştirilen ve 664 bin ile 1,2 milyon arasında Ermeni Hristiyan’ın katledilmesiyle sonuçlanan, iyi belgelenmiş Ermeni Soykırımı’nı hâlâ inkâr eden bir ülke açısından son derece ikiyüzlüdür.
Türkiye’nin mevcut yönetimi, uzun süredir Hamas’ın en yüksek sesli destekçileri arasında yer almaktadır. 07 Ekim 2023’te Hamas öncülüğünde güney İsrail’de gerçekleştirilen katliamdan yalnızca haftalar sonra Erdoğan, “Hamas bir terör örgütü değildir, bir kurtuluş hareketidir” açıklamasında bulunmuştur.
Aslında Erdoğan’ın bu terör örgütüyle kurduğu resmî ilişki 2006 yılına, Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinden önceye dayanmaktadır. O dönemde Erdoğan, Hamas’ı ülkenin başkenti Ankara’ya davet etmiştir.
BARK UP THE WRONG TREE – YANLIŞ AĞACIN DİBİNDE HAVLAMAK – BİR İŞİN FATURASINI YANLIŞ KİŞİYE KESMEK
İsrail, yakın zamanda bir Hamas finansman ağını ortaya çıkarmış ve bu ağın izlerini Türkiye’ye kadar sürmüştür. Türkiye, Hamas ve diğer terör örgütü mensuplarını barındırma, koruma ve kollama konusunda zengin bir geçmişe sahiptir. Buna, Katar’dan çıkarıldıktan sonra Türkiye’de ağırlanan Hamas yetkilileri de dâhildir. ABD Dışişleri Bakanlığı dahi, Ankara’yı Türk topraklarında bir Hamas karargâhı oluşturulmaması konusunda uyarmak zorunda kalmıştır.
Mevcut hükümet döneminde Türkiye, İsrail’in en yakın Müslüman ortaklarından biri olmaktan çıkıp, güvenilir biçimde İsrail karşıtı bir aktöre dönüşmüştür. Erdoğan, 30 Mart 2025 tarihinde kamuoyuna açık bir şekilde şu duayı etmiştir: ““Rabbim, siyonist İsrail’i kahru perişan eylesin”.”
07 EKİM 2023 SONRASI FİLİSTİNLİ KAYIPLAR
Kategori | Ölü (Hayatını kaybeden) | Yaralı | Kayıp / Enkaz altında olduğu düşünülen | Kaynak / Tarih |
| Gazze Sağlık Bakanlığı (Kümülatif Toplam) | 70.665 Aralık 2025 ortası itibarıyla basında yer alan veri. | ~171.145 Aralık 2025 ortası itibarıyla basında yer alan veri. | Sağlık Bakanlığı ve yerel makamlar “binlerce” kişinin kayıp olduğunu, birçoğunun enkaz altında olabileceğini belirtmektedir | Gazze Sağlık Bakanlığı verileri; BM/OCHA ve uluslararası basında yer alan raporlar |
| Siviller (Sağlık Bakanlığı’nın kimliği tespit edilen ölüler içindeki dağılımı – kısmi liste) | 15 Temmuz 2025 26.655 erkek; 9.497 kadın; 17.921 çocuk; 4.307 yaşlı (Toplam 58.380).Kadın + çocuk toplamı = 27.418. | BM raporlarına göre yaralılar içinde kadın ve çocukların oranı çok yüksektir. (toplam yaralı ~158.000–171.000aralığındadır) | Binlerce sivil hâlen kayıp veya kimliği tespit edilememiş durumdadır | BM OCHA, UNRWA ve Gazze Sağlık Bakanlığı listeleri |
| Kadınlar ve Çocuklar (Sivillerin alt kümesi – 15 Temmuz 2025 itibarıyla kimliği tespit edilenler) | Çocuklar: 17.921 Kadınlar: 9.497 Toplam: 27.418(Kimliği tespit edilen 58.380 insan) | Yaralılar arasında kadın ve çocukların büyük bir pay oluşturduğu BM tarafından düzenli olarak raporlanmaktadır | Kayıplar ve enkaz altındaki kişiler arasında çok sayıda kadın ve çocuk bulunduğu bildirilmektedir | Gazze Sağlık Bakanlığı kimlik listeleri; BM/OCHA özetleri |
| Hamas / silahlı militanlar (tahminler – kesin değil) | Tahmini ~8.500 – 20.000ölü. İsrail ordusu 2024–2025 döneminde ~17.000–20.000militanın öldürüldüğünü iddia etmiştir. Bağımsız kaynaklara göre~8.000–9.000civarındadır | İsrail kaynakları bazı açıklamalarda 14.000–16.000yaralı militan iddiasında bulunmuştur; bu rakamlar bağımsız olarak doğrulanamamıştır | Veri yok | İsrail resmi açıklamaları ve bağımsız veri tabanları |
Tablo yapay zekâ tarafından oluşturulmuştur.
22 Ekim’de Hamas liderleri, Gazze’de kontrolü yeniden ele geçirme planlarını görüşmek üzere Katar’ın Doha kentinde Türk istihbaratıyla bir araya gelmiştir. İsrail’i zayıflatmaya yönelik bu çabalar yalnızca Gazze ile sınırlı kalmamış; Birleşmiş Milletler nezdinde ve Türkiye’nin desteklediği, “insani yardım filosu” adı altındaki İsrail egemenliğini ihlal girişimleriyle de sürdürülmüştür.
Ankara’nın hırsları Gazze ile sınırlı değildir. Türkiye, Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeye çalışmaktadır. Bir dönem El-Kaide teröristi olan Ahmed el-Şaraa, bugün Suriye’nin devlet başkanıdır. El-Şara’nın iktidarı ele geçirmesinin ardından Suriye ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler hızla gelişmiş, askeri koordinasyon sağlanmıştır. Geçtiğimiz Aralık ayında sona eren Suriye iç savaşı boyunca 3,2 milyondan fazla mülteci Türkiye’ye sığınmıştır.
Tahminlere göre Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u İsrail askeri saldırıları sonucu öldürülmüş, yaralanmış, kayıp olarak bildirilmiş veya gözaltına alınmıştır. Enkaz altında kalanlar da dâhil olmak üzere öldürülen 50.292 Filistinlinin yüzde 33’ü çocuk, yüzde 21’i ise kadındır. Binlerce kişi daha zorla gözaltına alınmıştır ve 3.600 kişi hala çeşitli İsrail hapishanelerinde ve gözaltı merkezlerinde tutulmaktadır.
Türkiye ayrıca Lübnan ve Irak’taki askeri yetkilerini sessizce genişletmekte; 1974’te Hristiyan Rum köylerini işgal edip etnik temizlik gerçekleştirdiği Kıbrıs’ın yarısını hâlâ askeri olarak işgal altında tutmaktadır. Türk ordusu hızla silahlanmakta ve her iki bloktan da alım yapmaktadır: NATO üyeliğini kullanarak ABD’den yeni nesil savaş uçakları talep ederken, aynı zamanda NATO’nun tarihsel rakibi Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri satın almıştır. Türkiye ayrıca KAAN programı kapsamında kendi beşinci nesil savaş uçağını geliştirmektedir.
Bu koşullar altında İsrail’in, savaş sonrası Gazze’nin yeniden inşasında Türkiye’nin rol almasına açıkça karşı çıkması şaşırtıcı değildir. Erdoğan için, İsrail’in kuzeyinde Suriye’ye zaten yerleşmişken, Akdeniz kıyısındaki bu dar şerit Türk güç projeksiyonunun yeni bir ileri karakolu — ve daha kötüsü — anlamına gelecektir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Rüyası – Yapay zekâ tarafından oluşturulan video görüntülerinden alıntıdır. ScreenshotsviaInstagram. Annotation by NPR
Gazze’nin Tel Aviv ile Süveyş arasında uzanan stratejik konumu, İsrail’in sınırlarında soykırımcı terör örgütlerine vekâlet desteği veren bir ülke için bir üs haline gelmemelidir. Batılı güçlerin artık Erdoğan’ın gerçek hedefleri olan: içeride otoriter yönetimi pekiştirmek, daha zayıf komşu devletleri sindirmek ve bölgesel bir büyük güç olmak adına toprak genişlemesi yoluyla ilerleme arzularını görme zamanı gelmiştir:
Eğer Erdoğan’ın Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden inşa etme hayali gerçeğe dönüşürse, bu yalnızca Orta Doğu için değil, bütün dünya için bir kâbus olacaktır.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve tamamen yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının çevrilerek paylaşılması; ne yazarın ne de Sun Savunma Net’in içeriğini onayladığı anlamına gelmemektedir. Fotoğraflar ve tablo çeviren tarafından eklenmiştir.