savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,4904
EURO
49,5343
ALTIN
5.741,39
BIST
10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
12°C
Ankara
12°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
13°C
Cumartesi Çok Bulutlu
13°C
Pazar Hafif Yağmurlu
11°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C

Henry David Thoreau: Walden’ın Sessizliğinin ve Sivil İtaatsizliğin Sesi

Henry David Thoreau: Walden’ın Sessizliğinin ve Sivil İtaatsizliğin Sesi

Henry David Thoreau: Walden’ın Sessizliğinin ve Sivil İtaatsizliğin Sesi

Emekli Öğretim Gör. Rıdvan Caner, 17 Kasım 2025

Felsefe ve politika denince Amerika pek akla gelmez oysa Amerikan düşünce tarihinde öyle bir isim vardır ki hem kırsalın sadeliğine, basitliğine ve sessizliğine sözcülük yapmış hem de şehirlerdeki adalet arayışının gürleyen sesi olmuştur: Henry David Thoreau. Onu yalnızca bir filozof ya da yazar olarak görmek eksik olur; Thoreau, modern bireyin devlet karşısındaki başkaldırısının, yani sivil itaatsizliğin erken mimarlarından biridir. Ama onun yolculuğu itaatsizlik kavramından çok daha fazlasıdır. Thoreau, düşüncelerini yalnızca okuyarak, dinleyerek ve gözlemleyerek değil, bizzat yaşayarak, hatta kendisini denek olarak kullanarak üretmiştir.

Thoreau’nun dünyasını anlamak için çoğu insanın bildiği Walden Gölü deneyimine bakmak gerekir. 1845’te, toplumdan uzaklaşıp Walden kıyısına küçük bir kulübe inşa ederek iki yıl boyunca burada yaşamayı seçer. Bu, romantik bir kaçış değil; bilinçli bir deneydir. Thoreau, “İnsanın gerçekten neye ihtiyacı vardır?” sorusunu hayatıyla test eder. Göle düşen bir su damlasının sessizliğinde, modern insanın tüketim alışkanlıklarına meydan okuyan bir cevap arar. Bugün bile, bizdeki “Her şey çok pahalı” yakınmasının ötesinde daha derin bir soru sorar: Hayatlarımızı ne kadar gereksiz yüklerle dolduruyoruz? Bu sorgulamalar ve deneyim onu şu şekilde özetlenebilecek bir sonuca vardırmıştır: Hayatta elde etmek istediğimiz her şeyi elde etmenin en iyi yolu hiçbir şey istememektir.

Thoreau’nun dostu ve düşünsel esin kaynaklarından biri, ünlü Transandantalist Ralph Waldo Emerson’dır. Emerson insanın içsel sezgisine, bireyin kendi düşünce gücüne ve doğayla kurduğu manevi bağa vurgu yaparken; Thoreau bu fikirleri kendisini denek yapıp adeta laboratuvara taşıdı. Emerson felsefe ise Thoreau, onun sahadaki uygulayıcısı idi. Emerson hayata yukarıdan bakan bir bilgeye benzerken, Thoreau aşağıda toprağa ayağını basıp, toprakla iç içe yaşayan bir gözlemci oldu. İkisini yan yana koyarsak biri “düşünün,” diyordu, öteki  ise“deneyimleyin.”

Ancak Thoreau’yu ölümsüzleştiren şey sadece Walden deneyimi değildir. 1846’da ödemeyi reddettiği bir vergi yüzünden hapse düşmesi, onun Civil Disobedience / Sivil İtaatsizlik adlı denemesinin doğmasına zemin hazırladı. Neden vergi ödemedi? Çünkü o, devletin köleliği destekleyen politikalarını ve Meksika Savaşı’nı finanse eden  vergi gelirine pay aktaran biri olmak istemiyordu. Bu, pasif bir protesto değildi; etik bir zorunluluktu. Thoreau’ya göre bir insanın vicdanıyla devleti arasında bir çelişki varsa o insan devlete değil, vicdanına uymalıdır. Bu görüş, Gandhi’den Martin Luther King’e kadar pek çok lider için ilham kaynağı oldu. Bugünün Türkiye’sinde bile, “adalet duygusu zedelenmiş” birçok insanın hissine tercüman olacak kadar geçerli bir bakış açısının mimarıdır Thoreau.

Thoreau’nun sivil itaatsizliği, eylemin sessiz ama sarsıcı gücünü gösterir. Şiddet yoktur, bağırış çağırış yoktur; yalnızca devletin yanlışını desteklemeyi reddetme vardır. Sıradan bir bireyin, hiçbir makamı olmayan bir kişinin, yalnızca kendi vicdanına dayanarak otoriteyi sorgulaması… Bu, Türk toplumunun günümüzdeki haksız uygulamalara, fakirliğe ve gözaltına alınmalara karşı ‘‘Ne oluyor yahu’’ demenin en doğal hakkı olduğunu hatırlaması veya bilmiyorsa öğrenmesi için gereklidir. Çünkü her çağda ve her bölgede olduğu gibi yurdumuzda da insanların zaman zaman “Ben bu olumsuzlukların nesnesi ve/veya sorumlusu olmak istemiyorum.” deme zorunluluğu doğabilir. Thoreau bunu 19. yüzyılda yapmıştı.

Peki Türk insanı neden Thoreau’yu okumalıdır? Çünkü Sivil İtaatsizlik, devletle vatandaş arasındaki ilişkinin yalnızca hukuki değil, ahlaki ve vicdani bir ilişki olduğunu hatırlatıyor. Çünkü Sivil İtaatsizlik, bireyin gücünü yeniden hatırlatan bir tokat gibi. Çünkü Walden, günümüz tüketim çılgınlığının saçmalığını kanıtlayan bir eser. Çünkü Thoreau, mutsuzluğu artıran gereksiz hayat kalabalığından sıyrılmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Günümüzde ve ülkemizde herkesin biraz olsun duymak istediği bir şeyler söyler bize. Cesaret verir.

Sonuçta Thoreau, yalnızca Amerikan yazınının bir temsilcisi değil, insanlığın ortak vicdanının bir sesidir. Kendi dönemini aşmış, bugüne, bize seslenen biridir. Walden’ın sessiz kıyısından yükselen o sade bilgelik ve Sivil İtaatsizliğin sarsıcı berraklığı hâlâ tazedir. Türk okuru bu kitaplarda sadece bir Amerikalının hikâyesini değil, kendi hayatının sorularını da bulacaktır. Belki, Thoreau’nun dediği gibi  “Hayatımızı basitleştirdikçe hayatın kendisi de basitleşir.”

Thoreau; bir hükümet, insanları “adaletsiz yasalara” uyarak adaletsizliğe katılmaya zorluyorsa, insanların hapse girseler bile “yasaları çiğnemeleri” gerektiğini savunmaktaydı: “Bazı insanları haksız yere hapse atan bir hükümet varken adil insanların olması gereken yer de hapishanedir.” Meksika Savaşı’nı finanse etmek için çıkarılan  vergiyi ödemeyi reddettiği için hapse girdiğinde ve R.W. Emerson onu kefaletle serbest bırakmaya geldiğinde “Henry, neden içeridesin?” diye sorunca, Thoreau sessizce “Waldo, sen neden dışarıdasın?” diye cevap verir. Thoreau’nun eserleri, devlete ve doğayı katleden kapitalizme karşı öfke biriktirmek için değil; bireyin kendi vicdanını hatırlaması ve kendi gücünün büyüklüğünün farkına varması için okunmalı.

———————————————————————————————-

Notlar

Henry David Thoreau (12 Temmuz 1817 – 6 Mayıs 1862), Amerikalı doğa bilimci, deneme yazarı, şair ve filozoftur. Önde gelen bir Transandantalist (Aşkıncı) olan Thoreau, doğal çevrede sade yaşam üzerine düşüncelerini Walden kitabında ve adaletsiz bir devlete karşı vatandaş itaatsizliğini savunan Sivil İtaatsizlik denemesinde ortaya koymuştur. Kitapları, makaleleri, denemeleri, günlükleri ve şiirleri 20’den fazla cilt tutar. Thoreau’nun kalıcı katkıları arasında, günümüz çevreciliğinin temellerini atan ekoloji ve çevre tarihi yöntemleri üzerine yazıları da vardır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.