savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2270
EURO
35,0938
ALTIN
2.266,85
BIST
8.774,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
22°C
Ankara
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
21°C
Cumartesi Az Bulutlu
23°C
Pazar Parçalı Bulutlu
24°C

AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması

AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması

Göçmen Deposu muyuz?

AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması

“Weapons of Mass Migration”, Türkçesi “Kitlesel Göç Silahı” diye bir kavramın uluslararası ilişkiler literatüründe yoğun olarak kullanılmaya başlandığı bir dönemde, Suriye ve Orta Doğu’nun değişik bölgelerinden gelen kavimler göçünü “İnsani yardım politikası” çerçevesinde görmek milli bir körlüğün çok ötesinde bir yanlıştır. Suriye’den kitlesel göç ile emperyalizm, Orta Doğu’da Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan haritayı yeniden çizmeye çalışmaktadır. Zafer Partisi

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 10 Mart 2024

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında imzalanan 18 Mart 2016 tarihli anlaşma, Türkiye üzerinden kara ya da deniz yoluyla Avrupa’ya olan düzensiz göçün durdurulmasını hedeflemektedir. Türkiye bu anlaşma ile Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen bütün düzensiz göçmenleri geri almayı ve insan kaçakçıları ile mücadele etmeyi kabul etmiştir.

Anlaşmanın imzalandığı tarihte Türkiye’deki mülteci ve göçmen sayısı yaklaşık olarak üç milyon kadardır. Çoğunluğu Suriyeli (diğerleri Afgan ve Iraklı) olan mültecilere ev sahipliği yapması karşılığında Avrupa Birliği Türkiye’ye 3 milyar avro vermeyi taahhüt etmiştir. AB ayrıca üyelik görüşmelerinin yeniden başlatılması, Türklerin vize olmadan AB topraklarına girmesi, gümrük birliği anlaşmasında reform gibi hususlarda da vaatlerde bulunmuştur.

18 Mart 2016’da imzalanan Avrupa Birliği-Türkiye anlaşmasına göre;

  • Türkiye, düzensiz olarak Türkiye’den Yunan adalarına durdurmak maksadıyla gereken her türlü tedbiri alacaktır.
  • Yunan adalarına Türkiye’den düzensiz olarak gelenler Türkiye’ye geri dönecektir.
  • Yunan adalarından geri dönen her Suriyeli için Avrupa Birliği üye Ülkeleri Türkiye’de bekleyen bir Suriyeli mülteciyi kabul edecektir.

Bütün bunların karşılığı olarak Türkiye, ülkedeki mültecilerin insani durumlarını iyileştirmek için AB’den 6 milyar Euro alacak ve Türk vatandaşlarına Avrupa’da vizesiz seyahat hakkı sağlanacaktır.

Anlaşmanın hedefi 2015 yılında Avrupa Birliği üye ülkelerinin kapısına dayanan bir milyon kadar mültecidir. Bu mültecilerin %75’inden fazlası Suriye, Irak ve Afganistan kaçanlardır.

Avrupa’yı Kurtardık

Anlaşmanın ardından AB’ye mülteci akını oldukça azalmıştır. AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre mülteci sayısındaki azalma aşağıdaki tabloda net bir şekilde görülmektedir.

AVRUPA MÜLTECİ AKININDA AZALMA

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’na göre; Türkiye üzerinden geçerek AB ülkelerine giren düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmeleri ancak bu kişilerin ülkemizden geçerek AB’ye girdiklerinin tarafımızdan kabul edilmesi durumunda söz konusu olabilecektir. İşte bu nedenle de Türkiye asla bir göçmen deposu olmayacaktır.

Altı milyar Euro’nun ne kadarının alındığı konusunda da çelişkili açıklamalar bulunmaktadır. Türk tarafı paranın tamamının alınmadığını iddia ederken, AB Komisyonu üye ülkelere, bugüne kadar aktarılan 6 milyar Euroya ilave olarak 3,5 milyar daha gönderilmesini tavsiye etmektedir.

Göndermeyeceğiz…

Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ise AB üyesi ülkelerin Türkiye’nin durumunu anlamadığını ve 40  milyar doları harcayan Türkiye’nin onuruyla oynamaya kimsenin hakkı olmadığını açıklamıştır.

Türkiye, dünyada en fazla sığınmacı barındıran ülkedir. Suriye, Irak, Afganistan ve başka ülkelerden gelenler ve kayıtsızlarla birlikte toplam sığınmacı sayısının 8 milyonu bulduğu tahmin edilmektedir.[i]

“Bu güzel ülkemizde ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Çünkü biz ensarın[ii] ne olduğunu, muhacirin ne olduğunu, peygamberi bir metot olarak çok iyi biliriz. Sevgililer sevgilisi (Hz. Muhammed) bir muhacirdi ama ensarla el ele kol kolaydı. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz. Bundan tedirgin değiliz. Sevgili milletimize sesleniyorum. Sıkıntılarınız olabilir, zaman zaman yük de olabilirler. Unutmayın bunun ecri[iii] çok büyüktür. Bu ecri hiçbir zaman bir kenara koymayın. Biz her zaman düşmüşün yanında olduk. Bunlar kendilerini öldürmeye gelen katillerden kaçarak geliyorlar. Sığınılacak yer var diyor ve bize geliyorlar.”

[i] Erdoğan’ın “Göndermeyeceğiz” çıkışı ne anlama geliyor? Deustsche Welle, 16 Mart 2022. https://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1n-g%C3%B6ndermeyece%C4%9Fiz-%C3%A7%C4%B1k%C4%B1%C5%9F%C4%B1-ne-anlama-geliyor/a-61151021

 

[ii] Ensâr kelimesi, “yardım etmek” anlamındaki nasr kökünden türeyen nasîr veya nâsır sıfatının çoğulu olup ism-i mensubu ensârîdir. İslâm literatüründe ensar, Hz. Peygamber’i ve muhacirleri yurtlarında barındırmak ve korumak suretiyle onlara büyük yardımda bulunan Evs ve Hazrec kabilelerine mensup Yesribli (Medineli) müslümanlar için kullanılmıştır. Enes b. Mâlik’in belirttiğine göre bu isim ilk defa Kur’ân-ı Kerîm’de yer almıştır (Buhârî, “Menâḳıbü’l-enṣâr”, 1). Ensar bu anlamıyla Kur’an’da iki âyette (et-Tevbe 9/100, 117) muhacirlerle birlikte geçmekte ve Allah’ın her iki topluluktan da hoşnut olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Haşr sûresinin 9. âyetiyle Enfâl sûresinin 72 ve 74. âyetlerinde ensar kelimesi zikredilmemekle birlikte Hz. Peygamber’e ve muhacirlere yaptıkları hizmetler, gösterdikleri fedakârlıklar belirtilerek kendileri övülmüştür. Öte yandan muhacir veya ensar ayırımı yapmaksızın genel olarak Resûl-i Ekrem’in ashabından övgüyle söz eden âyetlerin ashabın bir bölümünü teşkil eden ensarla da ilgili olduğuna işaret etmek gerekir (meselâ bk. el-Bakara 2/218; Âl-i İmrân 3/169-174; el-A‘râf 7/157; el-Enfâl 8/26, 64; et-Tevbe 9/88-89; el-Feth 48/18-19, 29). İslam Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/ensar

 

[iii] Kur’ân-ı Kerîm’de tekil ve çoğul olarak 105 yerde geçen ecir bu âyetlerde daha çok “mükâfat”, bazan da “ceza” anlamına gelir (meselâ bk. Âl-i İmrân 3/185); ayrıca “mehir” mânasında da kullanılmıştır (en-Nisâ 4/24, 25). Bu âyetlerde belirtildiğine göre takvâ sahibi müminlere, musibetlere ve zorluklara katlanıp sabredenlere, Allah yolunda savaşanlara, Allah’ı çok zikredenlere, ilâhî buyruklara uyanlara, suçluları bağışlayıp barışı sağlayanlara, fakirleri gözetip yardımda bulunanlara, namaz kılanlara ve zekât verenlere âhirette, hiçbir zaman kesintiye uğramayan büyük ecirler verilecek, bu zümrelerin yaptıkları güzel işlerin ecirleri kat kat artarak devam edecektir (Âl-i İmrân 3/172, 179; el-Mâide 5/9; el-A‘râf 7/170; Fâtır 35/7; Fussılet 41/8; el-Hadîd 57/18). Yine ilgili âyetlerde peygamberlerin tebliğ ve irşad görevleri için bir ücret istemedikleri ifade edilmiş, ecirlerini âlemlerin rabbinden alacakları bildirilmiş, ayrıca bu husus onların gerçek peygamberler olduklarını ispat eden delillerden biri olarak gösterilmiştir (Hûd 11/51; eş-Şuarâ 26/109; Sebe’ 34/47; Sâd 38/86).İslam Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/ecir

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.