savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3397
EURO
35,1192
ALTIN
2.307,48
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
21°C
Ankara
21°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Açık
24°C
Pazar Açık
24°C
Pazartesi Az Bulutlu
25°C

Ukrayna ve NATO

Ukrayna ve NATO

 

Ukrayna ve NATO

 

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, bir ABD düşünce kuruluşunun web sitesinde kaleme aldığı yazısında, Rusya’nın NATO hakkındaki söylemlerini çürüterek, NATO üyesi ülkeleri Ukrayna ve Gürcistan’a üyelik verme ve iki ülkeye yönelik politikalarını gözden geçirme çağrısında bulunmuştur.

 

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 04 Nisan 2021

 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky yaptığı bir açıklamada; Birleşik Devletler Başkanı Joe Biden’e; ‘‘Ukrayna neden hâlâ NATO’da değil?’’ sorusunu yöneltmek istediğini dile getirmiştir.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba, bir ABD düşünce kuruluşunun web sitesinde yer alan yazısında; Ukrayna’nın bölgede güvenliğin sağlanmasına hizmet eden bir ülke olduğunu ve neredeyse yedi yıldan beri Rusya’nın Baltık Denizi ve Karadeniz’deki saldırılarına başarıyla karşı koyduğunu ve geleneksel muharebe sahası ve hibrit savaşta Rus saldırılarını caydırmakta büyük bir deneyim kazandığını dile getirmektedir. Kuleba’ya göre bu faktörler, Ukrayna’yı NATO üyeliği için güçlü bir aday haline getirmiştir.

Ukrayna’nın mevcut statüsü ve Rusya ile mücadelede kazandığı deneyimler nedeniyle NATO üyesi olması işin mantıksal tarafını ifade etmektedir ve Kuleba’ya göre işin bir de duygusal yanı bulunmaktadır.

Mantıksal taraftan bakıldığında Ukrayna’nın NATO üyesi ülkeler ile karşılıklı çalışabilirlik ve NATO standartlarına uyum konusunda daha fazla adımlar atması gerekmektedir. Yapılması gerekenler oldukça uzun bir liste oluştursa da Ukrayna bu alanlarda 2014 yılından bu yana oldukça önemli ilerlemeler kaydetmiştir.

Denklemin duygusal tarafı ise çok daha basittir. Aynı cümle içinde NATO ve Ukrayna kelimelerinin geçmesi, akıllarda hemen efsane ve korkulardan oluşan bir kombinasyonu harekete geçirmektedir. Ve bu efsane ve korkular da sıklıkla bütün mantıksal yaklaşım ve değerlendirmeleri geçersiz kılmaktadır. Kuleba’ya göre uluslararası kamuoyunda ortaya çıkan bu duygusal tepki tehlikeli bir şekilde yanıltıcıdır.

Rusya son yıllarda, saldırgan eylemlerini haklı göstermek maksadıyla tasarlanmış bilgi çarpıtma kampanyalarını askeri operasyonlar ile birleştirmiştir. Rusya’nın bilgi çarpıtma kampanyasında ana tema; Rusya’nın NATO genişlemesine karşı sınırlarını korumak maksadıyla savunma konumunda olduğu tezidir.

Ukraynalı bir asker, Donetsk bölgesinde, Rusya destekli ayrılıkçı cephesinde mevzide nöbet tutarken görülmektedir. 19.02.2021. Kaynak: Anatolii Stepanov/AFP/GETTY.

Uzun süreden beri yanlış olduğu kanıtlanan hikâyeye göre Batı, Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrasında NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceği yönünde Sovyetler Birliği’ne söz vermiştir. Olayın Rus versiyonuna göre ise ABD Dışişleri Bakanı James Baker, 1990 yılında Sovyet lider Mikhail Gorbachev’e, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesine izin vermesi durumunda NATO’nun doğuya doğru hareket etmeyeceği yönünde söz vermiştir. Arşiv dokümanlarına göre böyle bir söz kesinlikle verilmemiş, hatta Gorbachev’in kendisi dahi Ekim 2014 tarihinde böyle bir konunun gündeme gelmediğini ifade etmiştir.

Genel olarak bakıldığında; 1990’lı yılların başlarında hiç kimsenin Warsaw Pact (Varşova Paktı) ülkelerinin teorik olarak NATO üyeliğine öykündükleri olasılığını düşünmediğinden, Rusya’ya böyle bir sözün verilmediği mantıklı görünmektedir. Aksine o yıllardaki NATO genişlemesine yönelik tartışmalarda söz konusu olan sadece Doğu Almanya’dır.

Bu bir anlamda ilkel ve tamamen karakteristik aldatmaca, Moskova’ya SAHTEKÂR ve YAYILMACI NATO efsanesini yayma fırsatı vermiştir. Bu arada Rusya, komşularının topraklarını işgal ederek kendisini korumaya çalışan bir kurban rolüne bürünmüştür. Ne yazık ki dünyanın her yerinde birçok insan hâlâ bu aldatmacaya inanmayı sürdürmektedir.

 

Ukrayna ve Donbas Bölgesi. Kaynak: www.humanitarianresponse.info

 

Yayılmacı NATO’ya karşı kendisini cesaretle savunan kuşatılmış bir Rusya efsanesi, Batı dünyasının Rusya’yı ‘‘kışkırtmaktan’’ kaçınması gerektiği şeklindeki daha büyük argümanın merkezi kısmını oluşturmaktadır. 2000’li ve 2010’lu yıllardan alınan önemli bir ders, Rusya’yı ‘‘kışkırtmama’’ çağrısından daha fazla hiçbir şeyin Kremlin’in saldırganlığına çanak tutmadığı olmuştur.

Gerçekte ise Moskova korkuyu pazarlamakta daima iyi olmuştur. Rusya’nın verdiği mesajlara çok dikkat edilmeli ve bu mesajların verilecek stratejik kararları etkilemesine izin verilmemelidir. Sinir bilimsel ifadeyle Rusya her zaman NATO müttefiklerinin limbik duygusal sistemini kamçılamış, Ukrayna ise onların ön mantık loblarına hitap etmiştir. Limbik sistem önemlidir, fakat insanlığı ileri götüren ve gelişmesini sağlayan da beynin ön loblarıdır.

Romanya’nın başkenti Bükreş’te 2008 yılında yapılan bir zirvede NATO; Ukrayna ve Gürcistan’ın gelecekte bir gün NATO üyesi yapılacağını net bir şekilde ifade etmiştir. İttifak bunun yanı sıra iki ülkenin Üyelik Eylem Planlarına (MAP-Membership Action Plan) başvurularını da desteklemiş ve bunun karşılıklı atılacak adımlar doğrultusunda bir sonraki adım olacağını kararlaştırmıştır.

Bükreş zirvesinden beri 13 yıl geçmiş, fakat Ukrayna ve Gürcistan hâlâ üyelik için NATO’nun kapısında beklemeye devam etmektedir.

Çatışma Bölgesi. Kaynak: www.humanitarianresponse.info

Zücaciye dükkânındaki fil her zaman Rusya olmuştur. 2008 yılında Rus filini sakinleştirmeyi denemek iyi bir fikir gibi görünse de günümüzde bunun bir hata olduğu net olarak anlaşılmıştır.

2008 yılındaki Bükreş zirvesinden bu yana geçen sürede hem Ukrayna hem de Gürcistan, Rusya’nın askeri saldırılarına maruz kalmış, birçok insan hayatlarını kaybetmiş ve her iki ülke de önemli ölçüde toprak kaybetmiştir. Rusya’nın bu saldırganlığı ancak trajik kayıplar verilerek kontrol altına alınabilmiştir. Ukrayna, kendisini Rus saldırılarına karşı korurken 14,000 vatandaşını kaybetmiştir.

Ne Ukrayna ne de Gürcistan Rusya’nın saldırılarına karşı boyun eğmemiştir. İki ülke de NATO üyesi olma arzularından asla vazgeçmemiştir. Aksine Ukrayna ve Gürcistan, kendilerini ittifaka daha da yakınlaştırmak maksadıyla sayısız reformları uygulamaya sokmuş ve iki ülke de NATO Gelişmiş Fırsatlar Ortağı (Enhanced Opportunities Partner) statüsüne geçmeyi başarmıştır. Mevcut duruma bu uzun dönemli perspektiften bakıldığında birçok Ukraynalı gazetecinin NATO’nun Ukrayna’ya neden hâlâ Üyelik Eylem Planı (Membership Action Plan) sunmadığını sorgulaması oldukça doğaldır.

 

Kendi kendilerine bağımsızlık ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti askerleri, Ağustos 2020’de Rusya yanlıların kontrolünde olan Donetsk kenti yakınlarında bir tatbikat esnasında. 28 Ocak 2021 tarihinde Donetsk Halk Cumhuriyeti liderliği tarafından düzenlenen bir toplantıda Rusya devlet televizyon kanalı Russia Today baş editörü Margarita Simonyan; Donetsk halkının evlerinde yaşamak ve büyük ve cömert anavatanın, Rusya Ana’nın bir parçası olmak istediğini ilan etmiştir. Kaynak: RKK International Centre for Defence and Security.

 Şubat 2021 başlarında, Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal ile NATO Karargâhında yaptığı bir basın konferansında NATO Genel Sekreteri Soltenberg NATO’nun kapılarının açık kalmaya devam ettiğine dikkat çekmiştir. 2008 yılını hatırlatan Soltenberg, o tarihte NATO ülkelerinin Ukrayna’nın üyeliği yönünde bir karar aldığını ve NATO’nun bu kararın arkasında durmaya devam ettiğinin altını çizmiştir. Soltenberg’in açıklaması çok önemlidir, fakat NATO üyelerinin uzun süreden beri beklenen adımları atarak hem Ukrayna hem de Gürcistan’a Üyelik Eylem Planını sunmalarının zamanı da çoktan geçmiş gibi görünmektedir. NATO tarafından 2008 yılında alınan bu karar, stratejik seviyede düşünceleri etkisi altına alan efsane ve korkulara kurban edilmemelidir.

NATO ittifakı ile Ukrayna ve Gürcistan arsındaki güven sürekli olarak artmaktadır. Bunun en büyük göstergelerinden bir tanesi de Ukrayna ve Gürcistan dışişleri bakanlarının Karadeniz’in güvenliği konusunda geçtiğimiz günlerde yapılan kapalı bir NATO bakanlar toplantısına katılmasıdır.

Kaynak: Information Analysis Center of Ukraine

Ukrayna’nın son zamanlarda kendi iç Avrupa-Atlantik (Euro-Atlantic) reformlarını hızlandırdığından da bahsetmek gerekmektedir. Geçtiğimiz ay içinde Ukrayna parlamentosu, uzun zamandır beklenen Ukrayna Güvenlik Hizmetleri reformunun ilk taslağını NATO tavsiyeleriyle uyumlu bir şekilde kabul etmiştir. Ukrayna özel kuvvetler unsurları ile NATO üye ülkeleri arasında artan güven ile silahlı kuvvetler arasındaki karşılıklı çalışabilme seviyesinin yükselmesi çok önemlidir. Ve bu yönde ilave adımların atılması gerekmektedir.

Ukraynalılar, Üyelik Eylem Planının NATO üyeliği anlamına gelmediğini bilmektedir, fakat Ukrayna Üyelik Eylem Planının devreye girmesi de gelecekte üyelik açısından, sadece bir niyetten öte, açık ve net bir mesaj anlamına gelmektedir. Bu yönde atılacak bir adım ittifakın 2008 yılında Bükreş zirvesinde verdiği söze bağlı olduğunu gösterecektir. Ayrıca; NATO’nun demokrasi ve özgürlük değerleri ve ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirleme hakkına saygısının açık ve net bir mesajı olacaktır. Bütün bunlara ilave olarak; Ukrayna ve Gürcistan’ın başarısı diğer ülkelere özgürlük ve demokrasinin savaşmaya değer olduğunu da gösterecektir.

 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky Kaynak: Sergey Dolzhenko/EPA, via Shutterstock

 

Ukrayna ve Gürcistan NATO için değerlidir. Mevcut ortaklık statüsünde dahi ittifakın doğu kanadını savunmakta ve Karadeniz Bölgesinin güvenliği açısından çok önemli bir rol oynamaktadırlar.

Ukrayna asırlardır NATO liderliğindeki görevlere katkı sağlamıştır. Çok yakın bir geçmişte COVID-19 krizi Ukrayna-NATO sinerjisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. NATO, salgınla etkin bir şekilde mücadele edebilmesi maksadıyla; Ukrayna’ya ihtiyaç duyduğu bazı kritik tıbbi donanımı sağlarken Ukrayna da benzersiz Antonov kargo uçaklarını ittifaka üye ülkelerin acil tıbbi maddelerin ikmalinde kullanmasına izin vermiştir.

Ukrayna dışişleri bakanı yazısının sonunda; Cumhurbaşkanı Zelensky’nin son yorumlarının ardında Ukrayna’nın NATO’ya katılma arzusuna yeniden odaklanılmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir.

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.