savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3235
EURO
35,0702
ALTIN
2.307,96
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Az Bulutlu
21°C
Ankara
21°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
24°C
Pazar Açık
24°C
Pazartesi Az Bulutlu
26°C

Tellerden Sakınmada Teknolojinin Yararları

Tellerden Sakınmada Teknolojinin Yararları
A+
A-

 Tellerden Sakınmada Teknolojinin Yararları

Teknoloji, göremediklerinizi size gösterebilir ve hayatınızı kurtarabilir!

Yazar: Dr. Patrick Veillette, 7 Ekim 2015

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 5 Haziran 2017

Foto: Honeywell

Helikopterler sık sık tellere takılmakta ve meydana gelen ölümcül kazalarda birçok insan hayatını kaybetmektedir. ABD Helikopter Güvenlik Timi tarafından yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen verilere göre; döner kanatlı hava aracı kaza kırımlarının yaklaşık olarak %16’sı tellere ve insan yapısı engellere çarpmadan kaynaklanmaktadır. Bu arada, Federal Aviation Agency (FAA) tarafından yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; 1994 ile 2003 yılları arasında tellere takılarak kaza-kırım geçiren toplam 124 adet helikopter kazasının 41 adedi ölümle sonuçlanmıştır. Bu kazalarda toplam 65 kişi hayatını kaybetmiş, 45 kişi ağır şekilde yaralanmış, 42 kişi de kazaları hafif yaralar ile atlatmıştır.


Meydana gelen kazalarda helikopter alçak-orta-yüksek rmgerilim hatları, telefon kabloları, çeşitli teller ile anten ve kulelere çarpmışlardır. Dikkat çeken önemli bir husus da ölümcül kazaların %86’sının, gündüz görerek şartlarda, hava durumunun tamamen açık olduğu iyi görüş şartlarında meydana gelmiş olmalarıdır.ABD’de 1994-2004 yılları arasında meydana gelen helikopter tele takılma kaza ve olayları. Bu dönemde bir önceki 10 yılık döneme nazaran helikopter tele takılma kazalarında %40 oranında azalma olmuş fakat ölü sayısı %70 oranında artmıştır.

Çok küçük bir tele çarpma kazası dahi helikopter, mürettebat ve yolculara çok büyük zarar verebilir. FAA tarafından 1994-2003 yılları arasındaki helikopter kazalarını inceleyen bir araştırma raporunun sonucuna göre ABD ordusuna ait askeri helikopterler, bu dönemde 34 kez tellere takılmış ve toplam 87,5 milyon ABD doları, başka bir ifadeyle helikopter başına ortalama 2,57 milyon ABD doları zarara neden olmuşlardır.

Ulusal Ulaştırma Emniyet Kurulu (NTSB – National Transport Safety Board) 124 adet sivil helikopter kazasıyla ilgili yaptığı incelemede olası kaza nedenleri olarak aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır:

  • Eksik çevre kontrolü – 38 Kaza,
  • Engellerle yeteri kadar irtifayı/açıklığı muhafaza edememek: 59 Kaza,
  • Hatalı muhakeme, uygun irtifayı muhafaza edememek, yetersiz uçuş öncesi planlama, telleri görememek ve kaçınma manevrasını uygulayamamak, acelecilik ve iniş için uygun yer seçilmemesi – 27 Kaza




Ambulans helikopterlerinin uçtukları ortamlar kablolarla dolu bir örümcek ağına benzetilebilir ve istatistiklere bakıldığında, tellerle dolu bu örümcek ağlarının helikopter pilotlarını sık sık tuzağa düşürdüğü görülmektedir. ABD’deki ambulans helikopter kazaları hakkında hazırlanan 2001 tarihli bir rapora göre ‘‘İnsan Hatası’’ 1987 ile 2000 yılları arasında meydana gelen ambulans helikopter kazalarında bir numaralı nedendir. Meydana gelen kazalardan 15’i ve hava aracı olaylarından 12’sinde tellere takılma mevcuttur.

Tele Takılma İstatistikleri

Ambulans helikopterleri, genellikle etrafı teller ve insan yapısı engellerle dolu olan yollarda meydana gelen trafik kazalarına müdahale ettiklerinden, ambulans helikopter kazalarının çoğunlukla yaklaşma, iniş, kalkış ve tırmanma safhalarında meydana geldiklerini görmek hiç de şaşırtıcı değildir.

Ambulans helikopterlerinin tellere takılma olayları incelendiğinde, gece ve gündüz şartlarında meydana gelen kaza ve hava aracı olaylarının neredeyse eşit oldukları görülmektedir. Ambulans helikopter uçuşları 24/7 esasına göre yürütüldüğünden pilotların iş yüküne bir de geceleri iyi işaretlenmemiş telleri görmek eklenmektedir.

Tipik bir Meteoroloji Değerlendirme Kulesi ve görülmesi neredeyse imkânsız olan destek telleri. Görülmesinin kolaylaştırılması için eklenen turuncu renkli toplara dikkat ediniz.

Helikopterlerin tellere takılması küresel bir problemdir. Örneğin Avustralya Ulaşım Emniyet Bürosu tarafından yapılan ‘‘Genel Havacılıkta Tele Takılma: Veri Analizi 1994-2004’’ başlıklı çalışmaya göre bu dönemde 117 tele takılma kaza kırımı ve 98 tele takılma hava aracı olayı gerçekleşmiştir.

Pilotun uçuş saatinin fazla olmasının tellerle dolu bir ortamda sizi daha emniyetli uçuracağı yönündeki inanış sadece bir efsanedir. FAA raporu verilerine göre sivil helikopterlerde tele takılma olayı yaşayan pilotların ortalama yaşı 43,5 ‘tir ve meydana gelen tele takılma kazalarında pilotların %78’inin yaş aralığı 40-59 ve ortalama uçuş saatleri de 3,575 saattir.

İnsanların daima kapsamı alanı içinde kalma yönündeki talepleri binlerce telekomünikasyon ve transmisyon kulesi ile binlerce kilometre yeni tel anlamına gelmekte, bu da alçaktan uçan helikopterleri giderek artan bir riske sokmaktadır. Foto: Safe Flight

Ve tehdit giderek büyümektedir. Toplumun her zaman kapsama alanında kalma talebi binlerce telekomünikasyon anteni ve güç transmisyon kulesinin yanı sıra binlerce kilometre uzunluğunda tel anlamına gelmektedir. İlave olarak rüzgâr enerjisi jeneratörleri ve meteorolojik değerlendirme kuleleri rekor seviyede dikilmeye devam edilmektedir. Oldukça ince olan meteoroloji değerlendirme kulelerini görmek neredeyse imkânsızdır ve bu kulelerin desteklenmesinde yine çok ince ve görülmesi oldukça zor olan teller kullanılmaktadır. Meteorolojik değerlendirme kuleleri genellikle 200 feet’ten daha kısa olduklarından, Federal Havacılık Ajansı FAA kuralları gereği aydınlatılmalarına da gerek bulunmamakta, bu da helikopter pilotlarının bu kuleleri görme ve sonrasında kaçınmalarını çok daha zor hale getirmektedir.

Tellerin neredeyse görülmez olmaları ebatlarının yanı sıra bazı faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu faktörler aşağıda sıralanmıştır:

  • Atmosferik şartlar,
  • Kokpit ergonomisi,
  • Görüş açısı,
  • Güneşin pozisyonu,
  • Görsel illüzyonlar,
  • Pilotun gözle tarama yeteneği ve görüş keskinliği,
  • Kokpitteki iş yükü,
  • Bitki örtüsünün gizleme etkisidir.

Hava aracı ön ve yan camlarının durumu, kullanım süresine bağlı olarak eskiliği, kirliliği ve üzerindeki böcek çarpması sonucunda oluşan lekeler dahi pilotun telleri görme kabiliyetini önemli ölçüde etkilemektedir.

Boulder, Colorado’da bulunan Havacılık Görüş Uzman Servisinden göz doktoru Warren DeHaan; ‘‘Işık koşulları ve arka zemine bağlı olarak tellerin aşikâr bir şekilde görülebileceğini veya tamamen görülmez olabileceklerini’’ ifade etmektedir.

Dikkati dağılan pilotun tellere takılması sonrasında Hughes 369E modeli helikopterden geriye kalan kuyruk bölümü. Foto: Kimberly Henneman

İlgili havacılık haritalarının incelenmesi ve yüksek irtifa keşfi, yangın söndürme veya kurbanı almak üzere bir kaza yerine iniş gibi, alçak irtifaya inişi gerektiren uçuş görevleri öncesinde yapılması gereken faaliyetlerdir ve böyle de kalmaya devam edeceklerdir. Bununla birlikte, bütün teller ve diğer yüksek suni engellerin tamamı ne yazık ki havacılık haritalarında gösterilmemekte ve haritalar sürekli olarak artan tel ortamına ayak uyduramamaktadır. Bir iniş yeri veya alçak irtifa uçuşu yapılacak bölgenin 360 derece ile yüksek irtifadan keşfi standart bir uygulama olsa da çok ince bir tel saniyeler içinde pilotun görüş alanından kaybolabilir.

Sandel Firması tarafından geliştirilen ST3400H HeliTAWS, helikopterler için geliştirilen çok maksatlı bir engellerden sakınma sistemidir. Kablo, tel ve arazi ile engeller hakkında pilotu uyarır. Foto: Sandel

Teller ve kabloların sürekli olarak görülmeleri mümkün değildir. Değişen güneş ışığı paternleri onları tamamen görülmez bir hale getirebilir. Eski kabloların, renkleri zamanla değiştiğinden görülmeleri çok daha zordur. Örneğin bakır kablolar oksitlendiklerinde, arka plandaki çim veya ağaçlardan ayırt edilmelerini zorlaştıran yeşilimsi bir renge dönerler. Bir yönden bakıldığında mükemmel bir şekilde görülebilen tel, diğer yönden bakıldığında tamamen görülemez olabilir. Bazı spesifik tellerin kesin yerleri gün boyunca meydana gelen ortam sıcaklıklarına bağlı olarak gerçekleşen gerginleşme ve gevşeme nedeniyle değişebilir. Isı nedeniyle genleşen ve sarkan teller rüzgâr tarafından da hareket ettirilebilirler.

Dr. Warren DeHaan, tellerin görülebilmesi için pilotun doğru istikamete bakması gerektiğini vurgulamaktadır. DeHaan, teller algılandığında pilotun muhakeme yapması, bir çarpma olasılığı varsa kaçınma manevrası için karar vermesi, kumanda tatbik etmesi ve son olarak da hava aracının tepki göstermesinin bir zaman aldığını ve bu sürenin ortalama 5-6 saniye olduğuna dikkat çekmektedir.

Dr. DeHaan sözlerine, pilotlar arasında çok yaygın olan hatalı bir kavrama da dikkat çekerek, tel seviyesinde uçtuklarında kablo ve telleri zamanında görebileceklerini zannettiklerini eklemekte ve bunun doğru olmadığını vurgulamaktadır.

Elektrik dağıtım şebekesi üzerine yerleştirilen izolatörler

FAA tarafından tellere takılma kaza kırımları üzerinde yapılan bir çalışma, pilotun görüş alanının sarsıntılı ortam nedeniyle olumsuz etkilendiğine dikkat çekmektedir. Örneğin, insan göz bebeği ve gözün dâhili yapısı 20 ile 90 Hz. aralığında değişen doğal bir frekansa sahiptir. Birçok helikopter, 20 Hz. aralığında yapısal bir sarsıntıya sahiptir. Bunun anlamı; pilotun görsel performansının, bazı sarsıntılara uzun süre maruz kalma neticesinde bozulmasıdır.

Utilities Aviation Specialist Inc. Firması başkanı Robert Feerst ve bu konuyla ilgili tanınmış uzmanların çoğu, pilotların düşmanın neye benzediğini bilmek zorunda olduklarını vurgulamaktadırlar. Bunun anlamı; tellerle ilgili tehlikeleri nasıl tespit edebileceklerini bilmeleridir. Feerst, normal pilotaj eğitimlerinde bu önemli noktaların pilot adaylarına tam olarak öğretilmediğini vurgulamaktadır.

FAA tarafından yapılan çalışma, pilotların teller ve gergi telleri dâhil farklı tel tiplerini tanımlama teknikleri eğitimini almaları, pratik eğitim yapmaları ve konum belirleme eğitimine tabi tutulmalarının önemini vurgulamaktadır. Pilotlar, elektrik dağıtım şebekesini tanımlama ve üzerlerindeki yalıtkan konnektörler vasıtasıyla tellerin hangi yöne uzandıklarını belirleme eğitimlerine tabi tutulmalıdırlar.

Pilotlar karşı karşıya kalmadan ve onları görmeden çok önce tellerin varlığını nasıl tespit edebilirler? İzolatör gibi donanımları gözlemlemek uçuş mürettebatına tellerin paternlerini belirlemede yardımcı olabilir. İzolatörler tellerin hangi yöne uzandıkları hakkında pilotlara görsel bir referans sunmaktadırlar. İzolatörler, özellikle tel hatları dönüş yaptıklarında pilotların görmelerini kolaylaştırmaktadır. Sarkmış durumdaki yüksek gerilim hatlarının görülmesi daha kolay olabilir.

Bununla beraber, bir helikopter pilotu alçak irtifalarda uçarken, hava aracını kontrol etmek, seyrüsefer ve telsiz sistemleri ile uğraşmak ve engellerden sakınmak zorundadır, bütün bu faaliyetler kokpitteki pilot iş yükünü oldukça artırmaktadır. Pilotun uçuş esnasında karşı karşıya olduğu iş yükünü açıklamak maksadıyla; bir kazaya müdahale etmek maksadıyla görevlendirilen tipik bir ambulans helikopter pilotunun yaptıklarına bakıldığında: bu tür uçuşların genellikle uçuş planı yapılmasına fırsat olmadan kısa bir süre önce haber verilerek süratle icra edildikleri görülmektedir.

Yüksek Gerilim Hatlarının iletim kapasitelerinden azami verimi almak için ağaçlara doğru sarkmaları önlemek ve sarkma miktarının sürekli olarak izlenmesi gereklidir. Fotoğrafta sarkma miktarı ve yere olan mesafeyi ölçen bir cihaz görülmektedir. Bu cihazlar da işaretleyicilerin yanı sıra tellerin görülmelerini kolaylaştırırlar.

Birçok ambulans helikopter uçuşu gece ve bazen de olumsuz hava şartlarında icra edilmek zorundadır. İniş yerinin durumu büyük bir olasılıkla bilinmemektedir. Aydınlatılmamış teller ve kuleler, yeterli ışık seviyesinin olmaması ve diğer görsel illüzyonların olması da kaçınılmazdır. Pilot iniş yerini bilmemektedir ve yer personeli de helikopteri karşılamak ve indirmek için yeterli hazırlık yapmamış olabilir. İniş yerinin etrafında sayısız doğal ve suni engeller, olaya ilk müdahale eden tıbbi personel ve kazayı seyretmeye gelen insanlar olabilir. Kalkış ve iniş operasyonları esnasında pilot olumsuz rüzgâr şartları, etrafta uçuşan serbest malzemeler ve engellerin etkilerini de değerlendirmek zorundadır. Bütün bunlar oldukça yorucu ve dikkat gerektiren faaliyetlerdir ve pilotun iş yükünü önemli ölçüde artırmaktadır.

Atmosferik şartlar, kokpitte görüşü engelleyen çeşitli unsurlar, bakış açısı ve güneşin pozisyonu tellerin görülmesini tamamen engelleyebilir. Foto: Patrick Viellette

Yeri gelmişken, tellerin farkında olmanın, onlardan kaçınmanın garantisi olmadığını da vurgulamak gerekmektedir. FAA sponsorluğunda hazırlanan ‘‘Tel Ortamında Hayatta Kalma’’ konulu bir eğitim videosunda, tellere takılan pilotların %40’nın takılma öncesinde tellerin yerini bildikleri vurgulanmaktadır. Bu konuda görüşlerine başvurulan pilotlardan bir tanesi; ‘‘Bir an gardınız düşer ve o an tellere takılırsınız’’ ifadelerini kullanmıştır.

Feerst, tellerle dolu bir ortamda uçulurken mürettebat koordinasyonun çok önemli olduğuna ve durumu uygun olan bütün mürettebatın tellerin izlenmesi konusunda pilota yardımcı olması gerektiğine şiddetle inanmakta ve savunmaktadır. Pilotların yanı sıra diğer helikopter mürettebatı da aşağıda sıralanan uçuş faaliyetlerine bizzat katılmalıdırlar.

  • Kararların alınması,
  • Hava durumunun incelenmesi,
  • Yakıt ikmalinin planlanması,
  • Rüzgâr yön ve şiddetinin incelenmesi ve uçuş esnasında takibi,
  • Işık seviyesinin incelenmesi,
  • Bilinen tehlikelerin koordinasyonu,
  • Tehlikelerin asgariye indirilmesi.

Feerst’e göre bu alanlarda tazeleme eğitimleri de aksatılmadan yapılmalı ve pilotlar ile diğer mürettebat aynı dili konuşmalıdırlar.

Akım geçerken YGH üzerinde çalışan bir teknisyen işaretleyiciyi değiştirirken. Helikopterlerin bugüne kadar takıldığı tellerin hemen hemen yarısında işaretleyici mevcuttur. Engel işaretleyicileri tellerden sakınmayı kesin olarak garanti etmemektedirler.

Tellere takılmaktan kurtulmanın en kesin yollarından bir tanesi onlardan uzak durmaktır. Uçuş emniyeti ile ilgili yaptığı çalışmalar neticesinde FAA, helikopter pilotlarına zorunlu olmadıkları sürece 750 feet irtifanın altına inmemelerini tavsiye etmektedir. Birçok diğer emniyet organizasyonları da bu tavsiyeye uyulması yönünde hemfikirdir. Bu tavsiye, kanyon ortamında tellerin dar boğazları geçtikleri yerler hariç genellikle işe yaramaktadır.

Engel tespit sistemlerinden kısaca bahsetmek gerekirse örneğin; elektrik hattı tespit cihazı, elektrik hatları tarafından oluşturulan manyetik alana duyarlı, çok düşük frekanslı bir almaç vasıtasıyla pilotları görsel ve işitsel olarak uyaran küçük ve çok hafif bir cihazdır. Cihaz elektrik hatları tarafından yayımlanan elektromanyetik alanı tespit etmektedir.

Sistemin hassasiyeti ayarlanabilir ve kendi kendini test edebilme özelliği de mevcuttur. Dünyadaki bütün elektrik frekanslarına ayarlanabilir. Elektrik hatları tespit edildiğinde kırmızı bir ışık yanar ve elektrik hattı algılandığı sürece ışık yanmaya devam eder.

Elektrik Hattı Tespit Cihazı

Geiger sayacı şeklinde sesli bir uyarı da verdiğinden pilotun kırmızı ışığa dikkat etmemesi durumunda da uyarılmasını sağlamaktadır. Arzu edilirse sesli ikaz özelliği devre dışı bırakılabilir, fakat kırmızı ikaz ışığı elektrik hatları algılandığı sürece yanmaya devam edecektir.

FAA Tavsiye Genelgesine uygun olarak imal edilen SpanLite kendinden aydınlatmalı engel işaretleyicileri. Kendinden aydınlatmalı işaretleyici içinde bulunan kapasitör ve solid state (katı hal) regülatörü, elektrik hattı tarafından yaratılan elektrik alanını algılayarak sistemde bulunan iki adet LED lambayı yakar.

Bulundukları yerden 2.000 feet yüksekliklere kadar uzanabilen TV ve radyo antenleri de alçaktan uçan hava araçları için büyük tehlike arz etmektedirler. Oldukça uzun olan bu antenlerin desteklenmesinde kullanılan destek telleri, engel işaretleyicilerle işaretlenmediklerinde görülmeleri neredeyse imkânsızdır. Bu destek tellerinin yerden yüksekliği 1,600 ile 2,000 feete kadar çıkabilmektedir. Aşağıdaki fotoğrafta görülen KVLY-TV yayın direğinin yüksekliği 2.063 feettir, bu devasa direği desteklemek için kullanılan destek tellerinin kapsadığı alan ise 160 dönümün üzerindedir.

TV ve Radyo antenleri ve görülmeyen destek telleri

Telleri görebilmek için tarama tekniğinin kullanılmasını öğrenmek, nelerin görülüp görülmediğini ve nedenlerini bilmek, tellerin olduğu ortamlarda uçuş taktiklerini öğrenmek ve günümüzde engelleri işaretlemekte kullanılan çeşitli sistemlerin etkinliğini öğrenmek tellerle dolu ortamlarda uçan pilotların bilmesi gereken çok önemli hususlardır.

Tellerle dolu ortamlarda uçarken hayatta kalmayı garantileyen her hususun dâhil edildiği kapsamlı bir eğitim programı ne yazık ki mevcut değildir. Pilotlar uçuş okullarında aldıkları eğitimin üzerine sürekli yeni bilgiler ilave etmek zorundadırlar.

Uluslararası helikopter Emniyet Timi tarafından yapılan bir inceleme sonuçlarına göre, alçak irtifalarda uçmak zorunda olan helikopterlere, pilotlara engellerin yerlerini gösteren ve onları engelden kaçınmaları için yeteri kadar bir süre önce uyaran sistemlerin takılması gerekmektedir. Radar ve lazer esaslı sistemler de helikopterin uçuş istikametindeki tellerin tespit edilmesi maksadıyla yaygın olarak kullanılmaktadır.

Doğruluk ve hassasiyetleri oldukça yüksek olan bu sistemler, asgari yeterli gereklilik olarak, düz uçuşta hava aracı uçuş istikametindeki engelleri tespit edebilmeli ve pilotları yeterli bir süre öncesinde, kaçınma manevralarını yapabilmeleri için uyarmalıdırlar. Bu sistemlerden mükemmel bir performans beklemek ve tasarım hedeflerinin dışına çıkılarak, düz uçuşun yanı sıra dalış, dikine tırmanma, sağa-sola derin yatışlarda da telleri göstermesini beklemek gereksiz bir mükemmeliyetçiliktir ve mükemmele ulaşmak için geçen sürede helikopterler tellere takılmaya ve mürettebat ve yolcular hayatlarını kaybetmeye devam etmektedir.

Teller dâhil, diğer insan yapısı engellerin varlığı hakkında pilotları uyarmak maksadıyla kullanılan bir diğer sistem de Engel Veri Tabanıdır. Sistem, Küresel Konumlama Sistemi ile FAA standartlarına uygun olarak hazırlanan engeller ile ilgili bilgileri kullanmaktadır. Bu sistemlerin kullanılmasında önemli olan husus engel veri tabanının doğru bir şekilde oluşturulması ve sürekli olarak güncel durumda muhafaza edilmesidir. Böylesine önemli bir görev, sadece devletin yetkili organları tarafından yerine getirilmelidir.

Güneş enerjisi ile çalışan hava aracı uyarı lambaları. 110 Volt ve 220 Volt olmayan uzak alanlarda YGH direkleri, Telekom kuleleri, rüzgâr enerji santralleri ve diğer uzun binaların aydınlatılması maksadıyla kullanırlar.

Tellerden korunmada son savunma hattı helikopterler üzerine takılan Tel Kesme Aparatlarıdır. FAA tarafından yapılan çalışmalar, tel kesme aparatlarının tellere karşı oldukça etkili bir son savunma hattı olduklarını ortaya koymaktadır. Genellikle askeri helikopterlerde kullanılmakta olan tel kesme aparatları ne yazık ki birçok sivil helikoptere, bu helikopterlerin yapısal tasarım karakteristiklerinden kaynaklanan nedenlerle takılamamaktadırlar.

Yıllardır pilotları tel tehlikesi hakkında uyarmak ne yazık ki tele takılma kaza ve olaylarını engelleyememiştir. Tellere takılmak dünyanın her yerinde rastlanan ve sıklıkla yaşanan küresel bir problemdir. Diğer karmaşık havacılık problemleri gibi tellere takılmanın önlenmesi de eğitim, tim çalışması, dikkat ve gelişmiş teknoloji dâhil çok katmanlı bir çözüm gerektirmektedir.

Çevirenin Notları: Bu makale Business & Commercial Aviation dergisinin Ekim 2015 sayısında ‘‘Tel Tedbirleri’’ başlığı ile yayımlanmıştır. Makalenin orijinaline aşağıdaki linke tıklayarak erişebilirsiniz.

http://m.aviationweek.com/business-aviation/how-avoid-helicopter-wire-strikes

Arabalarda kullandığımız Navigasyon sistemlerini bilirsiniz. Bilmediğiniz ve tanımadığınız yerlerde gerçekten çok işimize yararlar. Bu navigasyon sistemlerinde güzel ve çok faydalı bir uygulama da mevcuttur. POI – Point of Interest yani ‘‘İlgi Çekici Nokta’’ uygulaması. Karnınız mı acıktı? Hiç sorun değil. Çözüm çok kolay. Arabanızda bulunan navigasyon sisteminin POI menüsüne giderek; ‘‘YAKINLARDAKİ LOKANTALARI GÖSTER’’ seçeneğini tıkladığınızda, navigasyon sistemi bir LOKANTAYA YAKLAŞTIĞINIZDA sizi SESLİ olarak ikaz eder.

NATO görevi için Belçika’da görev yaparken bana anlatılan bir olayı aktarmak istiyorum. Letonyalı bir binbaşının aklına bir fikir gelir. Kafasındaki problem; alçaktan uçan helikopterlerin sık sık Yüksek Gerilim Hatlarına (YGH) takılmasıdır. Uçuş emniyetine katkı sağlamak adına BASİT ve UCUZ bir çözüm bulmayı kafasına koymuştur bir kez. 50 ABD doları değerinde basit bir GPS cihazı satın alır. Ülkesinin sayısal haritası ve YGH verileri mevcuttur. Sayısal harita ve YGH verilerini GPS cihazına yükler ve bütün YGH’larını POI olarak tanımlar.

Sonra ‘‘YAKINLARDAKİ YÜKSEK GERİLİM HATLARINI GÖSTER’’ seçeneğini tıklar. Sistem saat gibi çalışmakta ve YGH’larına yaklaşıldığında ‘‘MÖÖÖÖÖ’’ diye sesli uyarı vermektedir. Neden mi? Çünkü Letonyalı Binbaşı Audio seçeneğinde ‘‘İNEK SESİNİ’’ işaretlemiştir.

Gerçekten de YGH problemini çözmek işte bu kadar basittir.

 

Bütün uçuculara emniyetli uçuşlar dilerim.

Çeviren: Ercan Caner Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinin yanı sıra, uçak ve helikopter lisanslarına sahiptir. Kara Harp Okulunu 1985 yılında tamamlayan, yüksek lisans derecesini 2012 yılında Gazi Üniversitesi’nden Avrupa Birliği – Türkiye İlişkileri alanında alan Caner, halen Türkiye Hava Sahası Yönetimi alanında Haliç Üniversitesi’nde doktora tez çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yazılım firmasında proje yöneticisi ve havacılık projeleri alan uzmanı olarak çalışan Caner, Asliye Ceza Mahkemelerinde ‘‘Havacılık Bilirkişiliği’’ alanında pilot ve bakım uzmanlığı görevini de yürütmektedir. İleri Mühendislik ve Tasarım alanında ‘‘Mentor’’ unvanı da olan Caner, havacılık, savunma, teknoloji, güncel haber ve güncel politika hakkındaki yazı ve çevirilerini academia.edu ve sunsavunma.net sitelerinde paylaşmaktadır. Caner evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce bilen ve Fransızca okuyabilen Caner’in İnsansız Hava Araçları (2014) ve Taarruz Helikopterleri (2015) konulu makaleleri yayımlanmıştır. 40 yılı kapsayan Türk Silahlı Kuvvetleri, Birleşmiş Milletler, NATO ve savunma sektör deneyimlerine sahiptir. ercancaner@gmail.com

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.