savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,1787
EURO
45,2524
ALTIN
4.242,91
BIST
9.686,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
30°C
Ankara
30°C
Açık
Perşembe Parçalı Bulutlu
31°C
Cuma Parçalı Bulutlu
31°C
Cumartesi Açık
27°C
Pazar Açık
24°C

PEKAKA NE DİYOR?

PEKAKA NE DİYOR?
A+
A-

TAM METİN

PEKAKA NE DİYOR?

Halkımız için büyük kazanımların yaşandığı 1990’lı yıllarda, Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal Kürt sorununa siyasi bir çözüm aramaya başlamıştır. Buna karşılık, Önder Apo 17 Mart 1993’te ateşkes ilan ederek yeni bir aşama başlatmıştır. Ancak gerçek sosyalizmin çöküşü, savaş stratejimize çete benzeri taktiklerin dayatılması ve derin devletin Özal ve ekibini ortadan kaldırması bu girişimi sabote etmiştir.

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Mayıs 2025

Cemil Bayık[i], 05-07 Mayıs 2025 tarihinde yapılan PEKAKA 12’nci Kongresinde konuşma yaparken. Kaynak: Bianet

Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklamasıyla başlayan ve onun kapsamlı çalışmaları ve çok boyutlu bakış açılarıyla şekillenen süreç, 5-7 Mayıs tarihleri ​​arasında 12. Parti Kongremizin başarıyla toplanmasıyla sonuçlanmıştır[ii].

Devam eden çatışmalar, hava ve kara saldırıları, bölgelerimizin kuşatılması ve KDP ambargosuna rağmen, kongremiz zorlu koşullar altında güvenli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Güvenlik endişeleri nedeniyle aynı anda iki farklı yerde gerçekleştirildi. Toplam 232 delegenin katılımıyla gerçekleşen PEKAKA 12. Kongresi’nde Liderlik, Şehitler, Gaziler, PEKAKA’nın Örgütsel Yapısı ve Silahlı Mücadele ve Demokratik Toplum İnşası konuları ele alındı ​​ve Özgürlük Hareketimiz için yeni bir dönemin başlangıcını belirleyen tarihi kararlar alındı.

PEKAKA adı altında yürütülen tüm faaliyetler tamamlanmıştır

Olağanüstü 12. Kongre, PEKAKA mücadelesinin halkımıza dayatılan inkâr ve imha politikalarını ortadan kaldırdığını, Kürt sorununu demokratik siyasetle çözülebilecek bir noktaya getirdiğini değerlendirmiştir. PEKAKA’nIn tarihi misyonunu yerine getirdiği sonucuna varmıştır. Buna dayanarak 12. Kongre, PEKAKA’nin örgütsel yapısının dağıtılmasına ve silahlı mücadelenin sona erdirilmesine, uygulama sürecinin Önder Apo [Abdullah Öcalan] tarafından yönetilmesine karar vermiştir. Dolayısıyla PEKAKA adı altında yürütülen tüm faaliyetler tamamlanmıştır.

Partimiz PEKAKA, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nda kök salan inkâr ve imha politikalarına karşı bir Kürt özgürlük hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Kuruluşunda reel sosyalizmden etkilenerek ulusal kendi kaderini tayin ilkesini benimsemiş ve silahlı direnişle meşru, haklı bir mücadele yürütmüştür. PEKAKA, saldırgan Kürt inkâr, imha, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullar altında kuruldu.

Dağların başı dumanlıdır babam. Yaralar derindir dermansızdır kuzum. Acep biz neden bu haldeyiz ağlama ağlama. Bu ne haldir ağlama ağlama. Bu ne yas ne zevaldir ağlama ağlama. Artık inleme ağlama ağlama. Bu karanlığı yırtın babam
Bu tarihleri baştan örün kuzum. Halkımızın gerçekliğini görüyoruz. Ağlama ağlama ağlama. Bu ne haldir ağlama ağlama. Bu ne yas ne zevaldir ağlama ağlama. Artık inleme ağlama ağlama.

PEKAKA, 1978’den beri Kürt varlığının tanınmasını sağlamayı ve Kürt sorununu Türkiye’nin temel bir gerçeği olarak yerleştirmeyi amaçlayan bir özgürlük mücadelesi yürütüyor. Bu başarılı mücadelenin sonucunda hareketimiz halkımız için bir diriliş devrimi gerçekleştirerek bölge halkları için bir umut ve onurlu bir yaşam sembolü haline geldi.

Halkımız için büyük kazanımların yaşandığı 1990’lı yıllarda, Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal Kürt sorununa siyasi bir çözüm aramaya başladı. Buna karşılık, Önder Apo 17 Mart 1993’te ateşkes ilan ederek yeni bir aşama başlattı. Ancak gerçek sosyalizmin çöküşü, savaş stratejimize çete benzeri taktiklerin dayatılması ve derin devletin Özal ve ekibini ortadan kaldırması bu girişimi sabote etti. Devlet inkâr ve imha politikalarını yoğunlaştırarak savaşı tırmandırdı. Binlerce köy boşaltıldı ve yakıldı; milyonlarca Kürt yerinden edildi; on binlercesi işkence gördü ve hapsedildi ve binlercesi şüpheli koşullar altında öldürüldü.

Buna karşılık, Özgürlük Hareketi hem büyüklük hem de kapasite olarak büyüdü. Gerilla savaşı Kürdistan ve Türkiye’ye yayıldı. Gerilla mücadelesinin etkisi, Kürt halkının kitlesel ayaklanmalarda (serhildans) yükselmesine yol açtı ve savaşı her iki taraf için de birincil seçenek haline getirdi. Sonuçta ortaya çıkan karşılıklı savaş tırmanışı geri çevrilemedi ve Önder Apo’nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözme çabaları nihayetinde başarısız oldu.”

Türk-Kürt ilişkilerinin yeniden inşası kaçınılmazdır

Süreç, 15 Şubat 1999’daki uluslararası komployla farklı bir aşamaya girdi. Bu süreçte komplonun temel hedeflerinden biri olan Kürt-Türk savaşı, Önder Apo’nun büyük fedakârlıkları ve çabaları sayesinde engellendi. İmralı işkence ve soykırım sisteminde tutulmasına rağmen, Kürt sorununa demokratik ve barışçıl bir çözüm arayışında ısrar etti. Önder Apo, 27 yıldır İmralı imha sistemine direnerek uluslararası komployu boşa çıkardı. Mücadelesinde, erkek egemen, iktidar odaklı devletçi sistemi analiz etti ve demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir toplum için bir paradigma geliştirdi. Böylece halkımız, kadınlar ve ezilen insanlık için alternatif bir özgürlük sistemi somutlaştırdı.

Önder Apo, Kürt-Türk ilişkilerinin sorunlu hale geldiği Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası öncesi döneme atıfta bulunarak, Kürt sorununun çözümü için Ortak Vatan ve ortak kurucu halklar fikri üzerine kurulu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve Demokratik Millet kavramı temelinde bir çerçeve önermiştir. Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan Kürt ayaklanmaları, 1000 yıllık Kürt-Türk diyalektiği ve 52 yıllık liderlik mücadelesi, Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Vatandaşlık temelinde çözülebileceğini göstermiştir. Üçüncü Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerinin yeniden yapılandırılmasını kaçınılmaz kılmaktadır.

28 Şubat 2015’te İmralı Heyetinde yer alan dönemin HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu Dolmabahçe Sarayı’nda görülürken. 

Halkımız, PEKAKA’nın tasfiyesini ve silahlı mücadelenin sonunu herkesten daha iyi anlayacak ve bu dönemin görevlerini benimseyecektir

52 yıldır Önderlik ve PEKAKA yoluna büyük bedeller ödeyerek katılan, inkâr, imha, soykırım ve asimilasyon politikalarına direnen onurlu halkımız, barış ve demokratik toplum sürecini daha bilinçli ve örgütlü bir şekilde destekleyecektir. Halkımızın, PEKAKA’nın tasfiyesi ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması kararını herkesten daha iyi anlayacağına ve demokratik bir toplum inşa etmeye dayalı demokratik mücadele döneminin sorumluluklarını benimseyeceğine inanıyoruz. Kadınlar ve gençler öncülüğünde halkımızın, yaşamın her alanında öz örgütlenmelerini kurması, dili, kimliği ve kültürüyle öz yeterlilik temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında öz savunmacı hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla toplumsal demokratik bir toplum inşa etmesi hayati önem taşımaktadır. Bu temelde, Kürt siyasi partilerinin, demokratik örgütlerinin ve kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini ve Kürtlerin demokratik ulusluğunu ilerletme sorumluluklarını yerine getireceğine inanıyoruz.

Özgürlük, mücadele ve direniş tarihimizin mirası ve PEKAKA’nın 12. Kongresi’nin kararlarıyla demokratik siyasi yol daha güçlü bir şekilde gelişecek ve halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde ilerleyecektir. Yoksul ve emekçi halklar, tüm inanç grupları, kadınlar ve gençler, işçiler, köylüler ve tüm dışlanmış kesimler haklarını savunacak ve adil ve demokratik bir ortamda ortak bir yaşam geliştirecektir.

Son genel seçimlerde 268 milletvekilliği kazan AKP günümüzde başka partilerden katılımlarla 272 sayısına ulaşmıştır. DEM-57, MHP-47 milletvekiline sahiptir.

Herkesi barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz

Kongremizin PEKAKA’yı dağıtma ve silahlı mücadele yöntemine son verme kararı, kalıcı barış ve demokratik çözüm için güçlü bir temel sunmaktadır. Bu kararların uygulanması, Lider Apo’nun sürece öncülük etmesini ve rehberlik etmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam, kapsamlı yasal garantilerin oluşturulmasını gerektirir. Bu aşamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihsel sorumlulukla rolünü oynaması esastır. Aynı şekilde, hükümeti, ana muhalefet partisini, parlamentoda temsil edilen tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik medya kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi sendikalarını, kadın ve gençlik örgütlerini ve ekolojik hareketleri sorumluluk almaya ve barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz.

Türkiye’nin sol-sosyalist güçlerinin, devrimci yapılarının, örgütlerinin ve bireylerinin barış ve demokratik toplum sürecine katılımı, halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesini yeni bir düzeye taşıyacaktır. Bu, son sözleri “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve tam bağımsız bir Türkiye!” olan büyük devrimcilerin hedeflerine ulaşmak anlamına gelecektir.

Demokratik Toplum Sosyalizmi, barış ve demokratik toplum sürecinde ve sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil ederken, küresel demokrasi hareketi ilerleyecek ve adil ve eşit bir dünya ortaya çıkacaktır. Bu temelde, demokratik kamuoyunu, özellikle Küresel Özgürlük Girişimi’ne öncülük eden yoldaşlarımızı, demokratik modernite teorisi çerçevesinde uluslararası dayanışmayı genişletmeye çağırıyoruz.

Uluslararası güçleri, halkımıza karşı yüzyıldır süren soykırım politikalarındaki sorumluluklarını kabul etmeye, demokratik bir çözümü engellememeye ve sürece yapıcı bir şekilde katkıda bulunmaya çağırıyoruz.

PEKAKA Kongresinin adandığı iki isim: solda Ali Rıza Kaytan (Ölüm 2018) ve sağda Rıza Altun (Ölüm 2019).

Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un şehadetini duyuruyoruz

Önderliğimizin çağrısıyla toplanan 12. PEKAKA Kongremiz, 03 Temmuz 2018’de şehit düşen partimizin öncü kadrolarından Fuat-Ali Haydar Kaytan ile 25 Eylül 2019’da şehit düşen yoldaş Rıza Altun’un şehadetini ilan etmiştir. Bu temelde, PEKAKA’nin kurucu öncü kadrolarından Fuat-Ali Haydar Kaytan yoldaşı “Önderliğe, Hakikate ve Kutsal Yaşama Sadakat”in, Önder Apo’nun ilk yoldaşlarından Rıza Altun yoldaşı ise “Özgürlük Yoldaşlığı”nın sembolü olarak tanımıştır. Tarihi 12. Parti Kongremizi, Özgürlük Hareketimizin başlangıcından bugüne kesintisiz mücadeleleriyle bize önderlik eden bu iki büyük şehit yoldaşa ithaf ediyoruz. Onların adına mücadele şehitlerimize olan sözümüzü yeniliyor, Barış ve Demokrasi Şehidi Yoldaş Sırrı Süreyya Önder’in hayallerini gerçekleştirme kararlılığımızı vurguluyoruz.

[i] Cemil Bayık, 050-7 Mayıs 2025 tarihleri arası gerçekleştirdikleri PEKAKA 12. Kongresi’ne dair duygularını, ise “Küçük bir grupla başlayan Hareket, şu an dünyaya ulaşmış durumda, evrenselleşen bir Hareket oldu. Sadece Kürt sorununu esas almıyor, insanlığın da özgürlük ve demokrasi sorunlarını esas alıyor. Heyecanım ve coşkum bundan dolayıdır. Yokluktan evrensel bir duruma ulaştık. Herkes bugün Rêber Apo’nun geliştirdiği Hareket’i, Kürt halkını, Kürt kadınlarını örnek alıyor; sorunlarını Rêber Apo hakikati temelinde çözmek istiyor. Bizde moral ve coşku yaratan şey budur” ifadeleriyle dile getirmektedir.

Kaynak: ANFNEWS (https://firatnews.com/guncel/cemil-bayik-Ikinci-manifestoyu-gelistiriyoruz-212777  Erişim Zamanı: 17 Mayıs 2025).

 

[ii] MHP lideri Devlet Bahçeli, ‘‘Türkiye’ye getirilirken he türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini ilan etsin. Bu çağrımı anlamayanlar, saptırmaya çalışanlar çoktur. Terörist elebaşı çıkıp tek taraflı silah bıraktığını ilan etmeli. Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Her adımı atmaya kararlı, inançlıyız. Yeni yüzyıl yeni hayat temelinde bagajları boşaltalım ve milli hedefleri birlikte yakalayalım.” (Ekim 2024).

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.