savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2275
EURO
37,2921
ALTIN
2.933,34
BIST
8.860,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Parçalı Bulutlu
21°C
Ankara
21°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C
Perşembe Az Bulutlu
12°C
Cuma Çok Bulutlu
12°C
Cumartesi Açık
14°C

Milli Eğitimle İlgili Bu Dava AİHM’e Kadar Gider

Milli Eğitimle İlgili Bu Dava AİHM’e Kadar Gider

MİLLİ EĞİTİM’LE İLGİLİ BU DAVA AİHM’E KADAR GİDER

 

Yazan: Alican Türk

 

Önce şunu hatırlayalım: Yargıda çöreklenen FETÖ’cü savcılardan Mustafa BİLGİLİ (ki kendisi daha ziyade Kozmik Oda’ya girmedeki rolüyle bilinir) ve arkadaşları tarafından – eski başbakanlardan Necmettin ERBAKAN’ın vefatından hemen sonra – başlatılan 28 Şubat soruşturması Nisan 2012’deki tutuklamalarla devam etmiş, 2013’ün Eylül’ünde başlayan ve 106 celse süren yargı süreciyle birlikte Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 13 Nisan 2018’de verdiği ve her yönüyle tartışmalı “21 müebbet hapis cezasıyla” sonuçlanmıştır.

28 Şubat Davası o tarihten itibaren istinaf sürecine girmiştir ve halen bu süreç devam etmektedir.

Yani yargı süreci henüz tamamlanmamıştır.

Hal böyleyken, Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) 12’nci sınıflarda okutulmak üzere 2018 yılında hazırlanan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi adlı ders kitabında “28 Şubat Postmodern Darbesi” başlığıyla bir konunun işlendiğini, ancak konu içeriğinin tamamen yanlı, yanlış, çarpıtılmış ve siyasî saiklerle hazırlanmış olduğunu fark ettik. Öyle ki, kitapta 28 Şubat bir “askerî darbe” olarak tanımlanmakta, o süreçte yönetimin fiilen askerlerin kontrolüne geçtiği vb. saçma sapan ve gerçek dışı bilgiler savunulmaktadır.(*)

28 Şubat Davasında Tutuklu Kalmadı’’ başlıklı haberden, Kaynak: TRT HABER

Bunun üzerine önce 10.12.2018 tarihinde MEB’e dilekçe ile başvurarak, “kitapta yazan bilgilerin doğru olmadığı, konunun bilimsel bir bakış açısıyla değil, yazarların öznel yaklaşımları, kendi dünya ve siyasî görüşleri çerçevesinde – propagandada ‘amaçlı seçim’ diye tanımlanan yöntemle – medya haberlerine dayanan bilgileri cımbızlayıp diğerlerini görmezlikten gelmek suretiyle hazırlandığı; darbe yapılarak iktidardan düşürüldüğü söylenen dönemin Başbakanı Necmettin ERBAKAN’ın yaşadığı müddetçe hiçbir yerde hiçbir zaman 28 Şubat’ı bir darbe veya postmodern darbe olarak tanımlamamışken, adlandırmamışken, iktidarı kaybetmesini askerlere bağlamamışken, askerlerden şikâyetçi olmamışken buna askerî darbe demenin bilimsel değil ancak siyasî bir yaklaşım olarak kabul edilebileceği; Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarının siyasî saiklerle değil bilimsel gerçeklerle yazılması gerektiği; kaldı ki 28 Şubat döneminin halen hukuksal açıdan yargılamasının devam ettiği, dolayısıyla bu anlamda kitap içeriğinin Türk Ceza Kanunu’nun 288’nci maddesinde tanımlanan ‘adil yargılamayı etkileme’ konusuyla doğrudan ilgisi bulunduğu” vs. vurgulanarak, anılan kitapta geçen “28 Şubat Postmodern Darbesi” başlıklı konunun müfredattan çıkarılmasını, gerekiyorsa kitabın toplatılmasına karar verilmesini talep etmiştik.

Dilekçemize MEB – Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’ndan 19.12.2018 tarihli bir yanıt geldi. Ama resmen ipe un serercesine verilen bir yanıttı bu… İlgili ders kitabında “kişi haklarını ihlâl eden herhangi bir içeriğin bulunmadığı” savunuluyordu.

Bunun üzerine 28 Şubat davasında yargılanması devam eden bir “sanık” olarak, 28.01.2019 tarihinde Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’nde MEB aleyhinde dava açtık.

Açtığımız davaya – aralarında 28 Şubat kumpas davasında yargılanıp müebbet hapis cezası alan komutanlarımızın da bulunduğu 7 kişi de “katılan” olarak başvurdu.

Geçtiğimiz günlerde, davaya bakan Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 24.12.2019 tarihinde dava hakkında karar verdiğini öğrendik. Karar şöyle: (İfadeyi aynen bilgilerinize sunuyorum.)

“… iptal davası açılabilmesi için ilgilinin meşru, kişisel ve halen mevcut (güncel) bir menfaatinin ihlal edilmiş olması, başka bir deyişle dava konusu işlemin iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunması gerekir. (…) Her ne kadar davacı tarafından, 28 Şubat sürecine ilişkin ‘Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Men Etmek’ suçundan yargılandığı ve davanın istinaf aşamasında olduğundan bahisle, bahse konu kitaptaki 28 Şubat sürecine ilişkin yanlış bilgilerin kendisi hakkında yürütülen yargılama sürecini olumsuz etkileyebileceği ileri sürülerek, adı geçen kitaptan ilgili bölümün çıkarılması isteminin reddine dair işlemin iptali isteminde bulunulmuş ise de; dava konusu Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi isimli kitabın Milli Eğitim Bakanlığı’nca 12. sınıflarda ders kitabı olarak okutulmak üzere yayımlandığı göz önüne alındığında, ileri sürülen iddianın kabulüne imkân bulunmadığı; bunun dışında, davacının menfaatine değinen, başka bir ifadeyle dava konusu işlemin iptalinin istenilmesinde hukuki yararı olduğuna dair herhangi bir iddiaya da yer verilmediği anlaşılmakla, davacı ile dava konusu edilen işlem arasında görülmekte olan davanın açılması için yeterli bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkeme Binası

Anlayacağınız, Mahkeme, yargılamayı “ehliyet yönünden” reddediyor. Yani ortada yargılaması devam eden ve şahsımı doğrudan ilgilendiren bir dava varken ve o davayı etkilemeye matuf, aynı zamanda şahsım dahil o davanın tüm sanıkları aleyhinde kin, nefret, öfke hisleri uyandırabilecek ders kitabına “itiraz etme hakkınız yok” diyor… Yani “28 Şubat davasında yargılanıyor olsan da ve yargılama halen devam etse de, o kitapta 28 Şubat’la ilgili yazılanlar seni ilgilendirmez” diyor… “12’nci sınıf öğrencilerine verilen bilgiler doğruymuş yanlışmış, sana ne?” diyor.

28 Şubat Soruşturmasını başlatan, kamuoyunda daha ziyade Kozmik Oda’ya girilmesiyle ilgili rolüyle bilinen ve FETÖ üyeliğinden tutuklanan Mustafa Bilgili

Mahkemenin kararını okuyunca resmen kendimle alay edildiği hissine kapıldım ve böyle bir kararın altında imzası olan mahkeme heyetinin isimlerine bakıp acı acı güldüm.    

Lakin elbette ki böylesine haksız bir karara “peki, öyle olsun” deyip boyun bükülemez!

Yalan yanlış bilgilerle gençlerin beyinlerinin kirletilmesine izin verilemez!

Ve dahi, hukukun bizzat hukukçular eliyle katledilmesine seyirci kalınamaz… “İstinaf yolu açık olmak üzere” verilen bu kararla ilgili icabında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gitmekte tereddüt edilmeyecektir.

Bu vesileyle 28 Şubat Davası duruşmalarında vurguladıklarımızı bir kez daha yineleyelim:

– 28 Şubat asla bir askerî darbe değildir; bu iddia bir propaganda ve göz boyamadır.

– 28 Şubat davası tam anlamıyla “siyasî rant” elde etmeye dönük “siyasî” bir davadır.

– 28 Şubat davası 2005 yılındaki Şemdinli Davasıyla başlayıp ardından gelen Atabeyler, Ergenekon, Oda Tv, Kozmik Oda, Erzincan Davası, Malatya – Zirve, Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Askerî Casusluk, Amirallere Suikast, 3 Temmuz Şike (Fenerbahçe) Davası vb. bir dizi FETÖ kumpasının son halkasıdır; tüm diğerleri gibi tamamen FETÖ’nün elemanlarınca ve bire bir aynı yöntemler uygulanarak tezgâhlanmıştır.     

– 28 Şubat davası, halen FETÖ’cülükten 17 yıl 1 ay hapis cezası almış ve cezası da Yargıtay’ca onanmış Mustafa BİLGİLİ adlı “terörist” bir savcı tarafından iddianamesi yazılan ve o iddianame üzerinden yargılamaya devam edilerek 21 kişi hakkında cezalandırma kararı verilmiş ibretlik bir davadır.

– 28 Şubat Davası, “28 Şubat sürecinde – başta Fetullah GÜLEN Nur Cemaati olmak üzere – tarikat ve cemaatlerle neden mücadele ettiniz, neden onların tekerine taş koydunuz, neden tarikat ve cemaatlerin rahat rahat at oynatmasına izin vermediniz, neden para musluklarını tıkadınız, neden Fetullahçı – Işıkçı – Menzilci – Süleymancı, Nurcu vb. personeli ordudan attınız, neden yüce dinimizi istismar ederek insanları sömürenlere izin vermediniz, neden küçük çocukların beyinlerinin yıkanmasını engellediniz” davasıdır.

Başörtüsü falan hikâye…

Tarih bu gerçekleri mutlaka yazacaktır.                                                                        Kaynak: Odatv                     

                                            

(*)            İlginçtir ki, adı geçen kitapta Gezi olayları da uluslararası bir komplo” olarak tanımlanmaktadır. Hatta bu nedenle CHP İzmir Milletvekili Kani BEKO, kitapla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanı Ziya SELÇUK tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis’te soru önergesi vermiştir. 24.12.2018 tarihinde verilen önergede, kitap hakkında “Yurttaş haklarını hiçe sayan, demokratik toplumsal mücadeleyi kriminalize etmeyi amaç edinmiş ve temel hak karşıtı bir tutumla hazırlanmış kitap” ifadesi kullanılmaktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.