savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2002
EURO
45,2595
ALTIN
4.250,38
BIST
9.686,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Açık
30°C
Ankara
30°C
Açık
Perşembe Parçalı Bulutlu
31°C
Cuma Parçalı Bulutlu
31°C
Cumartesi Açık
27°C
Pazar Parçalı Bulutlu
24°C

AL SANA ÇÖZÜM

AL SANA ÇÖZÜM

AL SANA ÇÖZÜM

50 bin kişinin ve bebeklerin katili terör örgütün başının yönettiği PKK kongresinin kararları açıklandı.

İçimiz rahatladı.

“Oh be nihayet çözüm oldu!” dedik.

Belliydi böyle olacağı.

Daha önce de denenmişti.

PKK “TC istedi biz de dağdan geldik” diye gövde gösterileri yapmış, AKP oy kaybedeceğini anlayınca “hendek savaşları” başlatılmıştı.

Güya ders almışlardı. Bu kez adımlar dikkatli atılıyordu.

Süreç çok iyi yönetiliyordu.

Pazarlık yoktu.

Silahlar teslim edilmeden devlet adım atmayacaktı.

Ancak PKK ve yoldaşları pek öyle demiyorlar, başka şeyler geveliyorlardı.

PAZARLIKTA KİM GÜÇLÜDÜR ?

Kim ne derse desin, adı ne konursa konsun bu yöntemle çözümde pazarlık olacaktı.

“Kazan kazan” iyi bir oyalama, yumuşatma kavramıdır.

Ancak iki tarafın eşit kazanımı söz konusu değildir.

Kolay olsa zaten 50 yıldır silahlı terör sürer miydi?

Pazarlıkta; güçlü olan, kazanan güçlüdür.

TC devleti ve onun silahlı gücü TSK 50 yıllık mücadelenin kazananıdır.

Terör örgütü kaç yıldır TC sınırları içinde kılını kıpırdatamamaktadır.

Gücünü Suriye’ye kaydırmış, orada devlet kurduktan sonra Türkiye’ye yönelmeyi benimsemiştir.

Onu görüşmeye çağırmak en büyük yanlıştır.

“Gel önce Türkiye’de işini sağlama al” çağrısıdır.

Oysa 27 Şubat 2025 çağrısında ne demişti PKK’nın başı;

“Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.”

Yani, örgüt isteklerini gerçekleştiremeyecektir.

Silahla bir şey kazanamayacağız demişti.

Şimdi PKK ne diyor?

  • Kürt halkının silahlı mücadelesi başarılı olmuş, devlet pes etmiştir.
  • Anayasa değişecek, Kürt ulusu yerini alacaktır.
  • TC ‘nin tapusu ve kimlik belgesi Lozan Antlaşması’nın kazanımları yok sayılacak. Yani üniter devlet olmayacak. Çok uluslu, çok dilli, çok kültürlü, çok demokratik (Kürtlerin yerel yönetimlerle özerkleştiği) bir yapı olacaktır.

Al sana çözüm!..

BELİRSİZLİK Mİ, BELİRTMEME Mİ?

PKK gümbür gümbür açıklamasını yaparken süreci (sözde) yönetenler sus pus.

RTE diyor ki “ Silah bırakmanın bütün unsurları (PKK-PYD-YPG-PJAK) kapsadığını değerlendiriyoruz”

Bak seeen. Değerlendiriyorlarmış.

Ben başka değerlendiriyorum.

Bizim komşu da daha başka.

Ne farkımız kaldı süreci yönetenle ve megafonuyla?

Nerede, ”Öcalan gelsin DEM grubunda konuşsun!” diyen, milliyetçi olduğunu iddia eden partinin başındaki şahıs?

Sesleri çıkmaz.

Çünkü açıklamayı yapanlarla Lozan, Türkiye Cumhuriyeti, Üniter devler, Atatürk konularında pek de farklı düşünmezler.

Osmanlı torunlarıdırlar ya…

Vatandaşın merak ettiği, açıklık getirilmesini istediği önemli ayrıntıları açıklamazlar, tepkilere göre gıdım gıdım açıklarlar ya da bilmezden gelirler.

Oysa her şey bellidir.

APO-KANDİL-AKP-MHP hep birlikte DEM’lenmişlerdir.

Başka türlüsü düşünülemez.

ÇÖZÜM

Gelinen nokta fiyaskodur.

TÜRK ULUSU’nun çözümü bu olamaz.

Bu çözüm Türk ulusunu, Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarını yok sayanların çözümüdür.

Bahçeli Bey’in deyişi ile “PKK’nın kurucu önderi”nin yöneteceği bir süreç ancak RTE’ye ölene kadar iktidarda kalıp yargılanmasının önüne geçme gibi bir fayda sağlar.

O fayda da geri kalan faydalar da Türk milletinin aleyhine olacaktır.

Öyleyse çözüm nedir, nasıl olur?

Çözüm pazarlıksız, TC Devletinin koyduğu koşullarla olur.

Bu da AKP-MHP-DEM ittifakı ile başarılamayacağına göre Cumhuriyeti kuran partinin önde olduğu geniş bir ittifak ve halk desteği ile olur.

Analar ağlamasın ama onursuz da yaşamasın…

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.